Ayrıca yakında kırkına basacak, panik olacak, tüp bebek yapacak. | Open Subtitles | بالإضافة، ستصبح في الأربعين قريباً ستذعر، وتقوم بإنجاب طفل أنابيب |
Açılır yatağı olan kırkına yakın insanlar olabilirler. | Open Subtitles | ذانك الشخصان ليسا قريبين من سن الأربعين بهذه الأريكة |
Herkes "kırkına giriyor aksileşmeye başladı" diye düşünebilir. | Open Subtitles | لا شئ الكل يعتقد أننى ببلوغى الأربعين ساصبح كوميدان |
kırkına yaklaşırken iki odalı bir dairede annen ve oğlunla yaşamak mı? | Open Subtitles | أن تكوني بالسن الأربعين في شقة بغرفتين مع أم وطفل صغير؟ |
Kocası kırkına geldiğinde spora başlar. | Open Subtitles | وبعدها تغرم بمدرب ركوب الخيل. وسيكون على زوجك القيام بالجري عندما يبلغ سن الأربعين. |
Tahmin et önümüzdeki hafta kim kırkına basacak. | Open Subtitles | انظري مَن سيبلغ الأربعين الأسبوع القادم |
Galiba daha kırkına bile gelmemiş. | Open Subtitles | شكراً لكِ لم يبلغ الأربعين حتى |
Archie Wilkins ile ayrılınca, adam kırkına kadar ailesinin yanında yaşadı. | Open Subtitles | لكن عندما انفصلت مع (آرشي ويلكينس) ظلّ مع والديه حتى بلغ الأربعين من عمره |
kırkına basınca seni Helen Keller'a çeviriyorlar. | Open Subtitles | إذا بلغت الأربعين صاروا مثل (هيلين كيلر) |