ويكيبيديا

    "kısıtlı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ضيق
        
    • محدودة
        
    • المحدودة
        
    • المحدود
        
    • محدوده
        
    • ضيّق
        
    • شحيحة
        
    • محظورة
        
    • المحدودةِ
        
    • محدود
        
    • ثمين
        
    • محصورة
        
    • مُقيد
        
    • المقيدة
        
    • المحظور
        
    Size sert çıktıysam zaman kısıtlı olduğu için. Open Subtitles لو كنت قد قسوت عليك .. فهذا بسبب ضيق الوقت
    Aklıma geldi de, senin adlî bilim konusunda kısıtlı bilgin var. Open Subtitles يبدو لي أن لديك خبرة محدودة في مجال علم الطب الشرعي
    Yani nasıl olur da yarasalar böyle kısıtlı bilişsel yetenekleriyle bu kadar karmaşık ve stabil bir sosyal yapı kurabiliyorlar? TED إذاً كيف من الممكن أن تبقي الخفافيش على هذا التركيب الاجتماعي المركب و المستقر بالرغم من القدرات المعرفية المحدودة كهذه؟
    Bazı hastalar kısıtlı yatak kapasitesinden dolayı kabullerini geç ya da ertelenmiş aldılar. TED إن بعضهم تعرضوا بقبولهم المؤخرة أو المؤجلة بسبب عدد الأسرة المحدود.
    Maalesef, Eskiler fizyolojisi ile ilgili bilgilerimiz kısıtlı. Open Subtitles لسوء الحظ، معرفتنا بعِلْم وظائف الأعضاءِ القديمِ محدوده جداً
    Jyorei? Biliyorum zamanın kısıtlı. Open Subtitles أعرف أنّ وقتكِ ضيّق
    Patlatma olayı bu gece biraz kısıtlı, kızlar. Open Subtitles حسناً القوة قَدْ تكُون شحيحة اللّيلة يا بنات
    Ama bu hapislik, yer darlığı çok küçük, çok kısıtlı ve her gün aynı şey. Open Subtitles ولكن الحجز ، وقلة السعة ، صغير جدا ، و ضيق جدا ، ودائما نفس الشيء يوما بعد يوم.
    Sesini eşleştirmek ve sonuçları almak için kısıtlı zamanımız var. Open Subtitles إنه وقت ضيق لتحليل صوته و الحصول على النتائج
    Çok uzun sürmez. Zamanımız çok kısıtlı. Open Subtitles لن يستغرق وقتا كبيرا إننا نعمل على إطار زمني ضيق جدا
    En sonunda, sağlık hizmeti sektöründe, hastanın sağlığını iyileştirmeyi hedefliyoruz ve bunu da uygun, kısıtlı bir bütçede yapmalıyız. TED في النهاية، في نظام الرعاية الصحية، نحن نهدف لتحسين الصحة للمرضى، ونحتاج عمل ذلك بتكلفة محدودة أو تكلفة بأسعار معقولة.
    çok işe yaramış olabilir. Hayatta kalmak için kısıtlı bilgiyle doğru kararlar vermemiz gerekiyordu TED في غالب التاريخ البشري، اعتمد البقاء على اتخاذ قرارات سريعة بمعلوماتٍ محدودة.
    Ancak benim gibi profesyonel astronomlar bu tarz şeyler için kısıtlı kaynaklara sahip, ve Kepler başka bir görevle meşgul. TED لكن علماء الفلك المهنيين مثلي، لدينا مصادر محدودة لهذا النوع من الأشياء، و مسبار كبلر يعمل على مهمة مختلفة.
    Fakat tarihimizde çok tehlikeli bir döneme giriyoruz. Nüfusumuz ve Dünya'nın kısıtlı kaynaklarını kullanmamız TED ولكننا علي أعتاب مرحلة خطيرة جدا من تاريخنا. تعدادنا السكاني واستخدامنا لموارد الأرض المحدودة
    Şimdi, işim gereği bundan faydalanmak için tekniklerle oynamalı, kısıtlı bir kaynak olarak dikkatinizle oynamalıyım. TED وخلال عملي، أستخدم تقنياتٍ مختلفة للتحكم بهذا المورد المحدود أي الانتباه
    kısıtlı imkanı olan bir kadından evlat edindim çocuğu. Open Subtitles لدي طفل من اعراق مختلفه تبنيته من امرأة مع خيارات محدوده
    Özür dilerim, ama zamanımız oldukça kısıtlı. Open Subtitles آسف. نحن على جدول ضيّق جداً
    Gerçekten yardımcı olmayı isterdim, ama ödenek kısıtlı. Open Subtitles أنا حقا أتمنى أن أساعد، ولكن الأموال شحيحة
    Anlaşma yattı. kısıtlı üyelik olduğunu söylemedin bana. Open Subtitles الأتفاق ملغي, لم تخبريني أنها عضوية محظورة
    Ateş gücümüz olacak, bu iyi, ama kısıtlı ulaşım noktaları beni endişelendiriyor. Open Subtitles سيوجد لدينا الكثير من القوة .. ذلك جيد .لكنى مهتمة بنقاطِ الوصولِ المحدودةِ
    O kısıtlı malzemeden, kahvaltıda harikalar yaratan bir iskoç kadınıdır. Open Subtitles مطبخها محدود إلى حد ما لكن عندها فطور كأي إسكتلندية
    Zamanımız kısıtlı, o yüzden lafı fazla uzatmayacağım. Open Subtitles الوقت ثمين ، لذلك فإنني سوف اضطر الى تعذيبكم.
    Paralel varoluşlarda şimdi birey artık zaman ve mekanla kısıtlı değil. Open Subtitles حالات الوجود المتوازية للفرد الآن أصبحت ليست محصورة بالزمان و المكان بعد اليوم
    Hava trafiği halen kısıtlı. Open Subtitles السفر الجوي مازال مُقيد
    kısıtlı mesleği olanlar kurumuş salyangozları hatırlattı ona. Open Subtitles الذين يعملون بالمهن المقيدة يذكروني بالقواقع الجافة.
    Geçen gece kütüphanedeydim, kısıtlı bölümde. Open Subtitles لقد كنتُ في المكتبة تلك اللـّيلة. في القسم المحظور.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد