Marshall'ın annesini götürdüğü geçen seneki kısa bir zaman dilimi hariç. | Open Subtitles | ماعدا فترة قصيرة العام المنصرم عندما كان يتسكع مع والدة مارشال |
Çok korkunç bir an: çok kısa bir zaman diliminde birçok şey olabilir. | TED | إنها لحظة مخيفة جداً: يجب أن يحدث الكثير خلال فترة قصيرة جداً من الزمن |
Aslında dünya gibi bir gezegen diye adlandırdığımız şey çok kısa bir zaman dilimini kapsar. | TED | ما نسميه كوكبا شبيها بالأرض هو في الواقع فترة قصيرة جدا من الوقت. |
Bundan kısa bir zaman sonra, bir şekilde Honduras karşıtı radikaller tarafından kaçırılmışlar. | Open Subtitles | وقت قصير بعد ذلك ، وقالوا انه اختطف من جانب متطرفين معادين لهندوراس |
kısa bir zaman önce Facebook'ta yaklaşık yüz çalışana bir konuşma yaptım. Birkaç saat sonra, orada çalışan genç kadınlardan biri benim masamın hemen dışında benimle konuşmak için bekliyordu. | TED | قدمت هذه المحاضرة في فيسبوك قبل وقت ليس بطويل الى مايقرب المائة موظف. وبعد عدة ساعات لاحقا، كانت هناك شابة تعمل هناك جالسة خارج مكتبي الصغير، وارادت ان تتحدث معي. |
Sonra da tamamen durmuş gibi görünecekti. Tüm bu süreç çok kısa bir zaman alabilir. | Open Subtitles | قد تستغرق العملية بأسرها فترة وجيزة جداً |
Bu ajansımız için kısa bir zaman. | Open Subtitles | الوقت ضيق بالنسبة لكونوارى كورى |
Sadece kısa bir zaman için... | Open Subtitles | سيكون هُنا لفترة بسيطة إنه ... |
İtiraf etmeliyim ki, kısa bir zaman öncesine kadar Changnesia'ya karşı oldukça kuşkucuydum. | Open Subtitles | لقد كنت قبل فترة قصيرة مشككاً جداً بـ فقدان ذاكرة التشانج |
Hastalarından bazıları epey kısa bir zaman aralığında ortadan kayboldu. | Open Subtitles | بعض مرضاك تم اختفاؤهمِ عدد غير قليل من في فترة قصيرة من الزمن |
Ama kısa bir zaman sonra sağ kalp yetmezliği belirtilerim başladı deniz seviyesine geri dönmem gerekliydi. Ve giderken de bir daha muhtemelen asla evimi göremeyeceğimi biliyordum. | TED | ولكن خلال فترة قصيرة بدأت اعاني قصوراً في القسم الايمن من قلبي وكان يتوجب علي ان اغادر مدينتي الى منطقة تقع على مستوى البحر وانا اعلم تماما .. انني قد لا أرى مدينتي مرة أخرى |
Evlenmemize kısa bir zaman kala, hamile kaldım. | Open Subtitles | بعد فترة قصيرة قررنا الزواج أصبحت حامل |
Bu derece hızlı ölmesine şaşırdılar çünkü söylediklerine göre, arseniği çok kısa bir zaman önce katmaya başlamışlar. | Open Subtitles | كانوا مُندهشين من السرعة التي تُوفي بها بما إنهم قالوا أنهم كانوا يُضيفون " الزرنيخ " منذ فترة قصيرة |
Böylece bir Google haritasını alırsınız, bunu parçalara ayırırsınız, ne kadar uzağa uçabildiklerini hesaplarsınız ve etrafa öyle salarsınız ki bölgeyi kapsamasını temin edersiniz,sonra geri dönersiniz, çok kısa bir zaman içinde, bu nüfusu doğrudan azaltırsınız. | TED | لذلك تأخذ خريطة جوجل وتقوم بتقسيمها وتقوم بحساب المدى الذي سيستطيعون الطيران إليه، وتتأكد أنك تقوم بإطلاقهم بحيث تحصل على تغطية جيدة للمنطقة، ثم يكون بإمكانك العودة. وخلال فترة قصيرة جدًا، ستتمكن من خفض عدد هذا النوع من البعوض. |
Fakat kısa bir zaman önce çoğu mezarlık hareketli yerlerdi, mezar taşlarının etrafında dolaşan insan kalabalıkları ve çiçek açan bahçeleri vardı. | TED | لكن منذ وقت قريب، حين كانت المقابر أماكن عامرة بالحياة، والحدائق المزهرة وحشود من الناس تتجول بين شواهد القبور. |
Yabancı bir öğrenciden Amerikan vatandaşlığına yolculuğum 16 yıl sürdü, diğer göçmen hikayeleriyle karşılaştırınca kısa bir zaman dilimi. | TED | رحلتي من طالبة دولية إلى مواطنة أمريكية أخذت 16 عاماً هذا وقت قصير مقارنةً بقصص المهاجرين الاخرى. |
kısa bir zaman içinde ihtiyaç duyulan alanlara geri akın edeceklerdir, bazense aktif sodyum ve potasyum pompasının yardımı ile. | TED | وبعد وقت قصير، يعودون مُجددًا للمناطق التي يحتاجها الجسم، أحيانًا بمُساعدة مضخات الصوديوم والبوتاسيوم النشطة. |
Buna rağmen, kısa bir zaman sonra evlendiler. | TED | ومع ذلك، تزوّجا بعد فترة وجيزة. |
Bana göre ortalardan kaybolmamın üzerinden kısa bir zaman geçti. | Open Subtitles | بالنسبة لي كان غيابي لفترة وجيزة |
Bu ajansımız için kısa bir zaman. | Open Subtitles | الوقت ضيق بالنسبة لكونوارى كورى |
Biliyorum çok kısa bir zaman var ama, seni ve Dr. Hart'ı Breeland malikanesinde, sizin onurunuza verilecek yemeğe gelmeye ikna etmek için geldim. | Open Subtitles | أعلم أن الوقت ضيق (ولكن كنت أمل أن أقنعك أنتي و د. (هارت |
Sadece kısa bir zaman için... | Open Subtitles | سيكون هُنا لفترة بسيطة إنه ... |