Bu sebeple, kurguya bakmalıyız. Çünkü roman, kıskançlığı her biçimiyle incelemiş bir laboratuvardır. | TED | لمعرفة ذلك، علينا اللجوء للخيال، لأنّ الرواية هي المختبر الذي قام بدراسة الغيرة بكل جوانبها الممكنة. |
Sanki kıskançlığı duygu değil de, geometri problemiymiş gibi görmek. | TED | يبدو كأنّه يتعامل مع الغيرة كأّنّه مسألة هندسيّة و ليست عاطفيّة. |
Bağlanmak birine kıskançlığı getirir. | Open Subtitles | ولا تغب عنهم ولا تدع الارتباط بهم يؤدي الى الغيرة |
Freud penis kıskançlığı konusunda haklıydı ve ona kimin sahip olduğu konusunda yanıldı. | TED | كان فرويد محقًا حول حسد العضو الذكري وخاطئًا حول من يملكه. |
Kanun gayet açık. Orada kadının kıskançlığı söz konusu... onurunu korumakla alakası yok. | Open Subtitles | القانون واضح أخذ بعين الإعتبار غيرة المرأة |
Onun biraz kıskançlığı haricinde, yok denecek kadar az sorun yaşadık. | Open Subtitles | ولكن بغضّ الطرف عن غيرته الطفيفة، كانت مشاكلنا برقّة المناديل الورقيّة |
Havada, MIT kıskançlığı kokusu var. | Open Subtitles | اوه الأن أنا أشتم رائحه الحسد فى معهد التقنيات الاكترونى |
Onu kıskandırmak içindi lakin neden kıskançlığı bu kadar çok içerliyorsun. | Open Subtitles | ليس من أجل أن تراها، بل من أجل جعلها تغار و لكن ما الجدوى من جعل الساخط يغار؟ |
Armageddon'dan kurtulan bu insanların kıskançlığı. | Open Subtitles | الغيرة من أولئك البشر الذين ينجون من يوم القيامة |
Dramayı ertelediğimi de ve kıskançlığı da, ilan ediyorum. | Open Subtitles | ووقفاَ عن الأحداث الدرامية ووقفاَ عن الغيرة |
Sanırım, cinsel kıskançlığı dürtü olmaktan çıkarmalıyız. | Open Subtitles | أظننا نستطيع أن نستثني الغيرة الجنسية من هذه الجريمة |
Yetkiyi, kıskançlığı davranışlarımın sorgulanmasını kabul etmem. | Open Subtitles | لن أقبل أي سُلطة الغيرة والتساؤل والشكوك |
Belli ki kıskançlığı deneyimleyen bir tek ben değilmişim. | Open Subtitles | من الواضح انني لست الوحيدة التي تعاني من مشاعر الغيرة |
Ofis kaynayan memur kıskançlığı ve küslük kazanı gibi. | Open Subtitles | هذا المكتب هو مرجل يغلي من الغيرة الخدمة المدنية والاستياء. |
İzin ver onları, diğer tüm meleklerin seni kıskanmalarını sağlamak için kullanayım kıskançlığı sadece senin yapmandan iyidir. | Open Subtitles | دعني أستخدمها لكي أجعلك موضع حسد لكل الملائكة بدلًا من أن تحسدهم أنت |
Hatırlarsanız, "penis kıskançlığı" kavramı erkeklerin egemen olduğu bir ortamda ortaya atılmıştı... | Open Subtitles | دعونا نتذكر أنَّ مصطلح "حسد القضيب" ... تم إنشاؤه في الغالب في جو الذكر ... |
- Lazer kıskançlığı. | Open Subtitles | حسد ليزرى حسنا هذا يكفى |
Kocamın delice kıskançlığı öldürecek beni! İçeride kal, sakın kıpırdama! | Open Subtitles | غيرة زوجي المجنونة ستقتلني إبق هنا ، لا تتحرك |
Peter'ın kıskançlığı yüzünden eski bir arkadaşlığı sadece bir erkek olduğu için sürdürmememden utanıyorum. | Open Subtitles | أنا أخجل من نفسي لترك غيرة بيتر تمنعني عن إحياء الصداقات القديمة فقط لأنه رجل |
Ancak cazibesi, ölümcül bir kıskançlığı canlandırdı. | TED | لكن جاذبيتها أشعلت غيرة مميتة. |
Ama seninle görüşmelerim sıklaştıkça içimde, onun sana olan kıskançlığı da arttı. | Open Subtitles | لكني كل ما قابلتك اكثر كانت تنمو غيرته في داخلي |
Ama başarı kıskançlığı besler ve eninde sonunda diğerleri bundan korkmaya başladı. | Open Subtitles | ما تحلم به العقول ولكن ، النجاح يولد الحسد وفي نهاية المطاف تزايد جبن الآخرين |
- Kardeş kıskançlığı, bu kadar basit. | Open Subtitles | تغار من أختها هكذا ببساطه |