Malzeme bolluğu hiç bir zaman hissedilen kıtlığı ortadan kaldırmaz. | TED | لم تقضي الوفرة المادية أبدا على نقص الإدراك. |
İş kıtlığı başlayacak ve sosyal güvenlik programına yatıracak para kalmayacak. | TED | سيكون هناك نقص في العمالة ولن يكون هناك مالٌ كافٍ لتمويل برامج شبكة الحماية. |
En hoşuma giden olaylardan biri birkaç ay önce gerçekleşti, Atlanta'da gaz kıtlığı vardı. | TED | واحدة من الإستخدامات المفضلة لي حدث منذ بضع شهور عندما كان هناك نقص في الغاز بأتلانتا |
kıtlığı sonlandırması gereken bir bitki en trajik kıtlıklardan birini yarattı. | TED | نباتٌ كان من المفترض أن ينهي مجاعة خلق واحدةً من أفظع المجاعات. |
Öyle öngörülüyor ki 2030 senesine kadar, neredeyse 700 milyon kişi su kıtlığı nedeniye yurdundan uzaklaştırılabilir. | TED | ويقدر أيضا أنه في سنة 2030، أكثر من 700 مليون بشر قد يغيرون مساكنهم، على نطاق واسع، بسبب ندرة الماء. |
Şu da daha fazlası, bu enerji kıtlığı göstergeleri ve hedefleri sadece hane kullanımını kapsamakta. | TED | وما هو أكثر، مؤشرات وأهداف فقر الطاقة هذه تغطي فقط الاستخدام المنزلي |
Ve aslında kendimize söylediğimiz hikayeler arasında bundan sonra nasıl hareket etmemiz gerektiği konusunda çok büyük bir hikaye kıtlığı var. | TED | والواقع أنّ من بين القصص التي نحكيها لأنفسنا، لدينا نقص هائل من القصص التي تحكي كيفية المضي قدما بشكل خلاق. |
- Ve bu kasabada güzel kız kıtlığı var. | Open Subtitles | جميلة و وهناك نقص في عدد الفتيتات الجميلات في هذه البلدة ؟ |
Benzin kıtlığı falan yok dostum. Hepsi palavra. | Open Subtitles | لا يوجد هنالك نقص في الوقود فهذه كلها خدعة |
Tebeşir kıtlığı hakkında ilerleyen saatlerde sizi bilgilendireceğiz. | Open Subtitles | سنجلب لكم المزيد من أخبار نقص الطباشير بعد قليل |
Su kıtlığı 2025 yılından önce 2 milyar insanı etkileyebilir. | Open Subtitles | نقص المياه معرض لإصابة مليارين من البشر في حلول العام 2025 |
Son 10 yolda yaşanan en kötü buğday kıtlığı ve bitmek bilmeyen kuraklık Çin'de binlerce insanın isyan etmesine neden oldu. | Open Subtitles | مارس الآلاف أعمال شغب في ظل أسوأ نقص في القمح تواجهه الصين خلال عقد بسبب الجفاف الذي لا حد له |
Ve nedeni de Almanya'da kitlesel kıtlığı önlemek için oraya buğday göndermemizdi. | Open Subtitles | وذلك بسبب أننا كنا نصب القمح صبًا إلى ألمانيا لمنع حدوث مجاعة جماعية هناك |
"Lolipop kıtlığı ile lânetlendiği zamanlar... "Ipswichli çocuklar için zor zamanlardı." | Open Subtitles | كان من الصعب بالنسبة لـ أطفال إبسوبتش عندما اصابتهم مجاعة حلوى المصاص |
Tanrılarla konuşmalı, amaçlarını öğrenmeli ve bu korkunç kıtlığı bitirmeleri için onlara yalvarmalısın. | Open Subtitles | التحدث إلى الآلهة ، إلهي غرضها... ... وتتمسك معهم لانهاء هذا مجاعة رهيبة. |
Ben Ürdün'de büyüdüm, 1973'ten beri tam bir su kıtlığı çekmiş su fakiri bir ülke. | TED | لقد ترعرعت في الأردن، وهي بلد فقير بالمياه وظلت تعاني من ندرة مياه شديدة منذ العام 1973. |
Singapur dünyanın 8. su kıtlığı yaşayan ülkesi. | TED | سنغافورة هي ثامن بلد في العالم يعاني من ندرة المياه. |
Gördüğünüz üzere, enerji kıtlığı karmaşık bir sosyoekonomik ve politik arka planın içinde bulunmakta. | TED | كما ترون، فقر الطاقة موجود ضمن سياق اجتماعي واقتصادي وسياسي معقد. |
Dünya Savaşı sırasında çelik kıtlığı varken inşa edildi. | Open Subtitles | الحرب العالمية الثانية عندما كان هنالك نقصٌ في الفلاذ |
Ne yazık ki okulumda güzel kız kıtlığı vardı. | Open Subtitles | لسوء الحظ كان هناك عجز تام في النساء الجميلات في مدرستي |
Petrol kıtlığı kurgudur. ancak biz inanmanızı, bunun gerçek olduğunu, gerçekten petrolün tükendiğini inandırmak için yeteri kadar online içerik koyduk. | TED | شح البترول خيالي، ولكننا وفرنا المواد اللازمة لتصدق أنها حقيقية، ولتعيش حياتك الحقيقية كما لو أن البترول قد إنتهى. |
Ama dünyadaki kıtlığı bitirmek istemiyor musun? | Open Subtitles | ولكن ألا تريد انهاء مجاعات العالم؟ |