Seni bu demode kıyafetlerden kurtarmak ve... - birazcık malları gösteren şeyler almak. | Open Subtitles | علي أن أخرجك من هذه الثياب و نلبسك شيئاً يظهر مفاتنك |
Andrew'la ben bu ıslak kıyafetlerden kurtulacağız ve döndüğümüzde bu sunumu halledeceğiz. | Open Subtitles | سنغير هذه الثياب المبتلة وعندما نعود سنقضي على هذه الزفت |
Dinle beni. Bu sabah yataktan kalkıp duş alacaksın, o güzel kıyafetlerden birini giyip tramvaya bineceksin ve beni görmeye geleceksin. | Open Subtitles | أصغِ، عليكَ أن تنهض وتستحم وترتدي بعض الثياب الأنيقة... |
Güzel kıyafetlerden hoşlanırım. | Open Subtitles | أنا أحب التنكر الجيد |
Güzel kıyafetlerden hoşlanırım. | Open Subtitles | أنا أحب التنكر الجيد |
Gömüldüğünde üzerinde olan kıyafetlerden DNA örnekleri alabildik. | Open Subtitles | إتضح أنهُ بإمكاننا إستخراجُ بعض عيّناتِ الحمض النوويّ. من الملابس التي دفنَ بها. |
Vahşilerin üzerindeki şu kıyafetlerden de kurtul. | Open Subtitles | و إنزع هذه الثياب المتوحشة عنهم |
- Bana gösterdiğiniz kıyafetlerden öldüğünü düşünmüştüm. | Open Subtitles | من الثياب التي أخبرتني عنها |
Bu kıyafetlerden istediğini alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أخذ أي من تلك الثياب |
Karım kıyafetlerden nefret eder. | Open Subtitles | زوجتي لا تحب التنكر |
Başta, beğenmiş gibiydi ama zamanla sağlığını yitirmeye başladı. Ve bir gün içeri girdiğimde onu dayak yemiş yerde yatarken tulum giymiş bir hâlde buldum -- şu arkadan fermuarlı olan kıyafetlerden. | TED | في البداية، أُعجِب به نوعًا ما، ولكن مع مرور الوقت، تدهورت صحته، وفي أحد الأيام دخلت ووجدته جالسًا بانحناء على الأرض مرتديًا رداءً ذو قطعة واحدة؛ ذلك النوع من الملابس الذي يُغلق بسَحَّاب خلفي. |