Sadece sessizce kıyafetlerini giyiyordun ve parmak ucunda yürümeye çalışıyordun. | Open Subtitles | أنتِ فقط ترتدين ملابسك بهدوء فقط وتتحركين ببطء على الأرض |
Ve kıyafetlerini çamaşır makinesine koy. Yarın kiliseye böyle gelemezsin. | Open Subtitles | وضع ملابسك في الغساله لايمكنك أن تذهب للكنيسه غدا هكذا |
kıyafetlerini saklar bangır bangır müzik dinletir ve itfaiye hortumu ile kovalardık. | Open Subtitles | كنا نخفي ملابسه نشغل الموسيقي عليه طوال الليل نلاحقة بـ خرطوم حريق |
Yani kıyafetlerini, yiyeceğini, yemeğini kendi seçsin, kendi kararlarını kendi mi versin diyorsun? | Open Subtitles | تقصدي ان اتركها تختار غذائها الخاص و ملابسها الخاصه و تتخذ قراراتها الخاصه |
Kırmızı başlıklı kız orman boyunca yapacağı yolculuk için kıyafetlerini seçiyordu. | Open Subtitles | حمراء كانت تختار الملابس للذهاب للغابة. للذهاب برحلة من خلال الغابة. |
Yemek yaptım. Eşyalarını yerden topladım. Dört yaşında çocukmuşsun gibi kıyafetlerini seçtim. | Open Subtitles | أقصد أنني قد قمت بالطهي و جمعت أغراضك عن الأرض و رتبت ثيابك و كأنك طفل في الرابعة من عمره |
- Beni buraya eski kıyafetlerini karıştırmak için getirttiğini sanmıyordum zaten. | Open Subtitles | لم أظن حقاً أنكِ ستحضريني إلى هنا لأفتش بين ملابسكِ القديمة |
Askerler enterne kamplarından eve gelmiş günlük kıyafetlerini giymiş, işe dönmüştü. | Open Subtitles | الجنود عادوا من معسكرات الأعتقال فقط ليرتدوا ملابسهم العادية ويعودوا لعملهم |
Kas gücünü arttırmaya kıyafetlerini giyerek başla. | Open Subtitles | ما رأيك أن تقومي بتقوية عضلاتك أكثر بإرتداء ملابسك |
Evet, kıyafetlerini giyersen sana dondurma alacağım! | Open Subtitles | أجل.. ارتدي ملابسك وأنا سأشتري لك البوظة |
İlk defa kadın külodu giyiyorsun ve birisi kıyafetlerini alıp gidiyor. | Open Subtitles | أول مرة ترتدي الملابس الداخلية يرحل شخص ما مع ملابسك |
- Annie bu saçmalık, git kıyafetlerini giy. | Open Subtitles | الرحلة التي نقوم بها في كل صيف قبل دخول المدرسة آني هذا سخيف إصعدي إلى فوق و إلبسي ملابسك |
- Okul kıyafetlerini giyecek misin? | Open Subtitles | ألن تغيرى ملابسك للذهاب للمدرسة ؟ سيدة , كورتنى ؟ |
Gitmen gerek. kıyafetlerini bulabilirsen giyin ve git. | Open Subtitles | يجب أن تذهبي , ارتدي ملابسك إذا استطعتي إيجاد ملابسك ,وانطلقي |
Her neyse, uzun lafın kısası erkek arkadaşım ve ben açık açık konuştuk ve kıyafetlerini bundan sonra çamaşır sepetine koymayı kabul etti. | Open Subtitles | على كل حال، لإختصار القصه تحدثت أنا وحبيبي من قلبٍ لقلب و لقد وافق على أن يضع ملابسه في سلة من الأن فصاعداً |
Kurbanın kıyafetlerini çıkarmak genellikle ortak bir cinsel ilişkiyi gösterir. | Open Subtitles | تجريد الضحية من ملابسه عادة يشير إلى وجود العنصر الجنسي |
Uzun zamandır, ilk defa bir kadın bizim dairemizde kıyafetlerini çıkarıyor. | Open Subtitles | مرّ وقت طويل منذ كان لدينا امرأة تخلع ملابسها في شقتنا |
Bir kadın kıyafetlerini çıkarırken elinde palet ve fırçayla dikilmeyi. | Open Subtitles | الوقوف هُناك وفي يدي فرشاة وولوحة بينما الامرأة تخلع ملابسها. |
Babamla kaçmıştır diye düşündük çünkü çantasına kıyafetlerini doldurup öyle çıkmıştı. | Open Subtitles | إعتقدنا بأنهُ هرب من المنزل لأنه أخذ حقيبته مع بعض الملابس |
Eğer öyleysen, kıyafetlerini değiştirmende ısrar ediyorum. Kötü adamları pijamalarla yakalayamazsın. | Open Subtitles | إن كنتِ تعرفينها، فأصر أن تغيري ثيابك لا تستطيعين القبض على الأشرار في ثياب النوم |
Burada kalıyorsun, ben kıyafetlerini alacağım ve geri döndüğümde bir şeyler içmeye gideceğiz, tamam mı? | Open Subtitles | أبقي هنا، و أنا سأجلب ملابسكِ و عندما أعد، سنخرج معاً لأحتساء الخمر إتفقنا؟ |
Askıdan başka bir şey değiller ve tasarımcılar, kıyafetlerini şişman askılarda göstermek istemez. | Open Subtitles | لسن أكثر من علاقات و لا يريد المصممون عرض ملابسهم على علاقات بدينة |
Gördüğüm kadarıyla burada oturup kocanızın kıyafetlerini yıkamaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. | Open Subtitles | بقدر ما أرى أرى أنك لاتفعلين شيئاً و لكن تجلسين هنا و تغسلين ثياب زوجك |
Evet. Market alışverişi ve kıyafetlerini kuru temizleyiciden almamı istedi | Open Subtitles | أجل، تجعلني أتبضع للمنزل، و أختار ثيابها |
Geceleyin ilk olarak kıyafetlerini çıkarmaksızın bir kadını kaçıran herhangi bir adam tanımıyorum. | Open Subtitles | لا علم لي برجلٍ قد يضاجع امرأة فى الليل بدون أن يخلع ثيابه |
Eskisi gibi biri olsaydım kıyafetlerini yırtıp, burada yalamaya başlardım seni! | Open Subtitles | لو كنتُ ما أزال في مرحلتي التجريبية لكنتُ مزقتُ ثيابكِ هنا حالاً وضاجعتكِ |
Burada Tanrı yolunda rahip kıyafeti giyip gençlerin kıyafetlerini çıkartmasını izleyen ve Tanrı bilir onlara neler yaptıran adamlardan bahsediyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن رجل بملابس يحب ان يرى الشباب بدون ملابس والله يعرف ماذا يفعلون |
Baksana, bebek kıyafetlerini ipe asmışlar. Bunu Han'a götürmeliyiz. | Open Subtitles | أنظر، إنّهم حتّى لديهم حبل الغسيل معلّق مع لباس أطفـال. |
Yeni kıyafetlerini beğendin mi bebeğim? Bayıldım. | Open Subtitles | -ما رأيك بملابسك الجديدة يا عزيزتى ؟ |
Mahirane! Herkes kıyafetlerini çıkartsın ve çamurda yuvarlansın! | Open Subtitles | فكرة عظيمة، اخلعوا ملابسكم جميعاً وتمرغوا بالطمي |