ويكيبيديا

    "kıyaslarsak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مقارنة
        
    • بالمقارنة
        
    İnan bana, Fowler, bu çocukların gelebileceği noktayla kıyaslarsak, şimdi birer melekler. Open Subtitles انهم الآن يعتبرون كأعضاء بالكونجرس مقارنة بما كانوا سيكونون عليه
    Bu durumlara göre kıyaslarsak, evde bir süre kapalı kalmak daha iyidir... ve sen de bunu biliyorsun, okula dönmek için başvuracaksın. Open Subtitles مقارنة بهذا البقاء في المنزل يبدو لطيفاً وقبل أن تلاحظ الأمر ستجد نفسك عائداً للمدرسة
    Saçmalama Penelope, seninle kıyaslarsak onun benim için önemi yok. Open Subtitles هذا هراء بينالوبي هي لاشئ بالنسبه لي مقارنة بك
    Sen anlayamayabilirsin ama kıyaslarsak benim durumum senden daha normal. -Kevin. Open Subtitles ربما لو أني أخبرتهما عنك سأبدو لهما طبيعياً بالمقارنة
    Sen ve Charlotte'la kıyaslarsak her şey hızlı gelir. Open Subtitles أنظر, بالمقارنة بك أنت وشارلي فإن كل شي سيصبح سريعا
    Ama siz oldukça normal görünüyorsunuz yani diğer hastalarla kıyaslarsak. Open Subtitles ... لكنّكِتبدين ... طبيعيةجداً أقصد , مقارنة بالمرضى الآخرين هنا
    Bu, 50 yaşındaki bir kişiyle kıyaslarsak, döllenmeden sonraki 12. saatteki enbriyosunun fotoğrafının çekilmesine benzer. Open Subtitles هذه مثل أخذ صورة لجنين لا يزيد عن 12 ساعة بعد الحمل، مقارنة بالتقاط صورة
    Küçük belde okullarını açık tutmanın maliyeti,insanları oralarda tutmaları sayesinde getirdikleri kazançla kıyaslarsak hiçbir şey değil. Open Subtitles تكاليف ادارة مدرسة صغيرة لاتذكر مقارنة بالربح الذي تجنيه
    Vergi reformu teklifleriyle kıyaslarsak, üstüne gidebileceğimiz bir şey çıkar bence. Open Subtitles بها مثالب مقارنة بسياسة الضريبة التي اعلنوها
    Ukrayna'daki diğer çocuklarla kıyaslarsak, erken bir zaman. Open Subtitles المبكر، مقارنة مع الأطفال الآخرين في أوكرانيا.
    30 yıl, 20 yıl ve hatta 10 yıl öncesiyle kıyaslarsak, Çin toplumu yaşamın her alanından, ülkenin yönetim şeklinden, en yerel düzeyden en yüksek merkeze kadar, bugün tanınmaz bir haldedir. TED مقارنة بثلاثين عاماً مضت، عشرين عاماً، أو حتى عشرة أعوام مضت، كل جانب من المجتمع الصيني، كيف تُدار البلاد، من أكثر المستويات محلية إلى أعلى مركز، لا يمكن فهمها بسهولة اليوم.
    CA: Şimdi bunun matemetiğini sen yaptın ve başarılı olduğun görünüyor. Geçtiğimiz seneyle kıyaslarsak her gün binlerce çocuğun hayatı kurtuluyor TED كريس: أقصد، أنت تجري حسابات على الأمر، والأمور تجري على ما يرام، أعتقد، حرفيا أن يتم انقاذ حيوات ألاف من الأطفال يوميا مقارنة بالسنة الماضية. ولا يتم تغطية ذلك.
    100 yıl öncekiyle kıyaslarsak, 100 katlı gökdelenlerimizle bugün sanki bir bilim-kurgu dünyasında yaşamaktayız. Open Subtitles مقارنة بالعالم قبل 100 عام، فإننا نعيش في عالم من الخيال العلمي ذو ناطحات سحاب بارتفاع 100 دور!
    Sen de öylesin. Hapisteki diğer mahkumlarla kıyaslarsak... Open Subtitles وكذلك أنت، مقارنة مع معظم سجناء الولاية
    Yani radyo hikayeleriyle kıyaslarsak. Open Subtitles أعني، مقارنة بالمسلسلات الإذاعية.
    Bununla kıyaslarsak orası spa merkezi gibiydi. Open Subtitles مقارنة بهذا أعني تبدو كرحلة الى المنتجع
    Bir koca kaybetmeyi gelip geçici birini kaybetmekle kıyaslarsak! Open Subtitles فقدان زوج بالمقارنة مع فقدان رفيق ليلة واحدة
    Seninle kıyaslarsak gerçekten aptalız. Open Subtitles بالمقارنة بي , فأنتِ هي الغبية
    Yani, Kore ile kıyaslarsak bu yer Shangri-la'da mutlu eğlence şekerlemesi yapmak gibi. Open Subtitles أقصد, أنه بالمقارنة مع مع كوريا ...فهذا المكان يبدو كشانغريلا -مدينة خيالية- ومعبأ بالحلويات
    Dex, 14 yıl boyunca dosyalarla uğraşmaktan, dava açmaktan, gereksiz işlerle uğraşmakla kıyaslarsak bu çok daha güzel ve temiz olacak. Open Subtitles (ديكس)، بعد 14 عاماً من تقديم الدعاوى والمحاكمات والتعامل مع الترهات... سيبدو هذا كلّه جميلاً ومرتّباً بالمقارنة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد