kız arkadaşının dostlarından biriyle çıkmasını izleyen kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لم تكن واحدة مشاهدة صديقتك تخرج مع واحد من رفاقه. |
kız arkadaşının böyle birlikte zaman geçirmemize ses çıkarmayacağından emin misin? | Open Subtitles | أانت متاكد أن صديقتك لن تغضب لأننا نقضى الوقت معاً هكذا؟ |
Ailesinin ve kız arkadaşının endişelenmesini istemiyor o yüzden yalan söylüyor Alaska'ya yani ulaşılmayacak bir yere gideceğini söylüyor. | Open Subtitles | لا يريد لوالديه و صديقته أن يقلقوا ، لذلك كذب و قال بأنه ذاهب إلى آلاسكا حيث سيجني ثروة |
Seksi kız arkadaşının bir sorunu var. Hiçbir yere gitmiyoruz. | Open Subtitles | حبيبتك المثيره في مشكله نحن لن نذهب إلى اي مكان |
Ve ben bunu senin kız arkadaşının yaptığını düşünmeye başladım. | Open Subtitles | أتدري؟ لقد بدأت أعتقد بان خليلتك هي من قامت بهذا |
kız arkadaşının Facebook sayfasında etkileşim içindeymiş. | TED | فوجدوا أنه يتواصل على صفحة حبيبته على الفيس بوك. |
Kıskançlık yapmadan önce, kız arkadaşının durumunu anlamaya çalışamaz mısın? | Open Subtitles | قبل ان تصاب بالغيره الا يجب ان تفهم موقف صديقتك |
Senle olan bir imtizaçsızlık yüzünden demin kız arkadaşının evine polis gönderildi. | Open Subtitles | قامت الشرطة للتو بإرسال فريق لشقّة صديقتك و أصدرت تعميما محليّا بشأنك |
kız arkadaşının yanında cimri gözükmek istemezsin. | Open Subtitles | هيا ، لا ينبغي أن تكون بخيلاً . أمام صديقتك |
Bir, Rus hasatı herkesin düşündüğü kadar kötü olmayacak...ve iki üçüncüsü de, kız arkadaşının boynundaki mücevherlere bakılırsa, onu mutlu etmek için her peniye ihtiyacınız olacak sanırım. | Open Subtitles | أولاً حصاد القمح الروسي لن يكون بالسوء الذي يظنه الناس وثالثاً: بالنظر للحلي على عنق صديقتك |
kız arkadaşının kayboluşuyla ilgili haberleri hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكر عندما أختفت صديقتك كان الخبر ينتشر عناختفائها |
Chuck tutuklama emrini kaldırtmayı becermişti ve mahkeme ücretlerini ödemek için bir ödeme planındaydı ve kız arkadaşının arabasıyla Tim'i okula götürüyordu. | TED | قد استطاع تشك تسديد كفالته وكان يمشي على خطة لدفع رسوم المحكمة وكان يذهب بتيم في سيارة صديقته إلى المدرسة. |
kız arkadaşının amcası, kuzeydoğu Philadelphia'da bir kullanılmış araba açık artırmasından almıştı. | TED | اشتراها عم صديقته من مزاد للسيارات المستخدمة في شمال شرقي فيلادلفيا. |
Senin baban, onun kız arkadaşının ablasıyla, seni kontrol altına almaya çalışmamış mıydı? | Open Subtitles | على الأقل أبيك لم يحاول وضعك فوق مع أخت صديقته الأكبر سنّا |
Ah, kız arkadaşının sana istediğini verir gibi gözüktüğüde dahi sana gerçekten kızgın olduğunu ben biliyorum. | TED | آوه , أعلم عندما تغضب فعلا حبيبتك رغم أنها تبدو وكأنها تعطيك ما تريد |
kız arkadaşının ölmesini istemiyorsan o silahı indir. | Open Subtitles | ضع السلاح أرضاً قبل أن تحظى حبيبتك بفرصة لمقابلة ليبراتشي عازف بيانو أمريكي كان يلبس كالمهرجين |
Son zamanlarda gördüğün tek hareket kaltak kız arkadaşının bacaklarının arasındaki. | Open Subtitles | كان الجهد الوحيد الذي بذلته مؤخراً ما بين ساق خليلتك الساقطة |
Mevcut kız arkadaşının ne düşüneceğini bile düşünmeden? | Open Subtitles | حتى بدون مناقشة كيف هو شعوره مع حبيبته الحاضره؟ |
kız arkadaşının şu Japon vatanseverler örgütüne üye olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل عرفت ان فتاتك تنتمى الى تلك المنظمات اليابانيه الوطنيه ؟ |
Bu deponun onun eski kız arkadaşının isteği olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد حجز ذلك المخزن بناءً على طلب خليلته السابقة. |
kız arkadaşının peynir dükkanında ot yetiştiriyorsun işte. | Open Subtitles | .. أنت تزرع الماريجوانا مع عشيقتك بمتجر الجبن |
Bence, önce Garza'yı öldürdün, Sonra kız arkadaşının evine kaçtın ve küçük bir ziyaret yaptın. | Open Subtitles | أعتقد أنك قتلت غارزا ثم جريت للبيت لصديقتك للقليل من الإسترخاء |
Bırak şimdi hayali kız arkadaşının resimlerini göstermeyi. | Open Subtitles | بحقك ، كُفَّ عن قيامك بعرضه صوراً لخليلتك التخيلية |
Bir kız arkadaşının olmasının seni mutlu ettiğini duyduğum için onu sevmeye çalıştım tıpkı Sam'i sevdiğim gibi. | Open Subtitles | ومنذ أن سمعتُ أن وجود خليلة تجعلك سعيدا... ً حاولتُ جاهداً أن أحبّها... |
Onun sağ koluna yapacağın herhangi bir hareket kız arkadaşının babasını küplere bindirecektir. | Open Subtitles | إشارة واحدة من يمناه سترسل والد خليلتكَ لسبيل الحرب. |
Bu yüzden neden bana kız arkadaşının, çocuğu nereye götürdüğünü söylemiyorsun? | Open Subtitles | فلمَ لا تخبرني إلى أين أخذَت صديقتكَ الفتى؟ |
Özür dilerim general fakat sadece açıklığa kavuşturmak için; benim en iyi arkadaşımın eski kız arkadaşının yeni erkek arkadaşıyla arkadaş olmamı mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | أعذرينى ، جينرال لكى نكون واضحين ، هل تريديننى ان اكون صديقاً لصديق الصديقة السابقة لأعز اصدقائى |
Senin ve kız arkadaşının geleceğinin elinizden alındığını düşünüyorsun ha? | Open Subtitles | أتظن أنك وصديقتك كان أمامكما مستقبل مشرق سلب منكما؟ هراء. |