Benim kız kardeşiyle çıkmamdan daha da fazla nefret ediyordu. | Open Subtitles | و أنه كره حقيقة أنني أواعد أخته أكثر من ذلك |
Üst katta kız kardeşiyle birlikte yaşıyormuş. Depresyonda değilmiş. | Open Subtitles | إنه يعيش بالأعلى مع أخته لم يبدو أنه منزعج أو مستاء |
Öyleyse Kang Shin Woo, Go Mi Nam'ın ikiz kız kardeşiyle mi çıkıyor? | Open Subtitles | كانغ شين وو ، يتواعد مع أخت غو مي نام التؤأم ، إذا |
kız kardeşiyle telefonda görüşüyordum. Ona sorunu anlatmaya çalıştım. | Open Subtitles | كنت أتحدث الى شقيقته حاولت أن اشرح لها المشكلة |
Yıllar önce bir defa da kız kardeşiyle çıkmıştım. | Open Subtitles | أنا حتى أخرجت أختها تذكر ذلك ، قبل سنوات؟ |
Chad'in kız kardeşiyle konuştum. | Open Subtitles | حسنا,لقد أنهيت مكالمة للتو مع شقيقة تشاد |
Bir yıl üç ay sonra baban gelene kadar bakması için Noel Anne'nin kız kardeşiyle anlaştılar. | Open Subtitles | لذلك وضعوك مع اخت السيدة سانتا تهتم بك الىحين ان يخرج والدك خلال سنة وثلاث اشهر |
O sıralarda Sovyet Bölgesi'nde yaşayan kız kardeşiyle ilişkisi olmamış. | Open Subtitles | ولا وجود لاتصال مع أخته التي عاشت في النطاق السوفييتي في ذلك الوقت |
Dinleyin, Bu adamla bir anlaşma yaptık. kız kardeşiyle birlikte gidebileceğini söyledim. | Open Subtitles | اسمعوا، لقد اتفقت معه على أن يخرج من هنا مع أخته |
Dinleyin, Bu adamla bir anlaşma yaptık. kız kardeşiyle birlikte gidebileceğini söyledim. | Open Subtitles | اسمعوا، لقد اتفقت معه على أن يخرج من هنا مع أخته |
Erkek arkadaşını, kapının arkasından, çocuğun kendi kız kardeşiyle uzanmış, aşnafişna yaparken yakalıyor. | Open Subtitles | رأت صديقها من خلف الباب مع أخته انحنوا على المنضدة هنا وبدأوا في المُغازلة |
Binbaşı, ben hiç kimsenin kız kardeşiyle kaçamak yapmadım. | Open Subtitles | يا ميجور، أنا لم أقوم بأي أمر مشين مع أخت أي أحد |
Kız öldürüldüğü sırada çocuk sınıfta sizlerle birlikteydi. kız kardeşiyle de oynaşıyordu, çünkü sen onları tanıştırmıştın. | Open Subtitles | الفتى كان في صفك عندما وقعت الجريمة و كان يصاحب أخت القتيلة لأنك أنت من عرفه عليها |
Ayrıca biri Molly'nin kız kardeşiyle olacaksa o kişi ben olacağım. | Open Subtitles | (فإذا كان ثمّة مَن سيُرافق أخت (مولى سيكون أنا هذا الشخص |
Neden? Ne oldu? Yarın akşam kız kardeşiyle evleneceğim ve Teddy'yi kaybettik. | Open Subtitles | أجل، يفترض أن أتزوج شقيقته غداً ونحن نوعا ما فقدناه |
Bana 2-3 yaşlarında, kız kardeşiyle tüm gün yalnız bırakıldığını anlattı... | Open Subtitles | ولكنه اخبرني في عمر 2 أو 3 سنوات ترك وحيداً كل يوم مع شقيقته |
Sosyal yardım adayı, akciğer hastalığından karantinaya alınmış kız kardeşiyle gelmiş. | Open Subtitles | عُرضه لأن تصبح عِبئاً على المجتمع لقد كانت مع أختها وتم حجزها صحياً لمرض بالرئة |
Geçen gece kız kardeşiyle yemek yedikten sonra aramış. | Open Subtitles | لقد اتّصلت به تلك الليلة بعد انتهاء العشاء مع أختها. |
Zachary'nin kız kardeşiyle tanıştığım için çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | أنا متحمسة جداً لمقابلة شقيقة زاك الطفلة. |
Noel arifesinde Houlie'nin kız kardeşiyle yapacaktık ama çok sarhoştu. | Open Subtitles | قاربت على فعلها مع اخت هلويي ليله عيد الكريسمس لكنها كانت سكرانه جدا |
Geçen cuma kız kardeşiyle gece kulübündeydi. | Open Subtitles | الجمعة الماضية كانت تحتفل مع شقيقتها في الملاهي |
Şu anda, pek de ortalıklarda gözükmeyen kız kardeşiyle yaşıyor. | Open Subtitles | والان هي تعيش مع اختها والتي لم تكن موجودة حولها كثيرا |
Acaba baloya hangi kız kardeşiyle gidecek? | Open Subtitles | أتسائل أي واحدة من أخواته سيأخذها إلى الحفلة الراقصة |
Scott Ross'ın kız kardeşiyle görüşmem var. | Open Subtitles | لَديّ اجتماع معَ أُخت سكوت روس |
Erkek olan kralların yatağında kız kardeşiyle zina yapıyor ama ensestin meyvesi çürük çıkınca şaşırıyor muyuz? | Open Subtitles | الأخ يزني بأخته علي سرير الملك وهل نتفاجئ بأن ثمرة خطيئتهم متعفنه ؟ |