Su ve kızarmış ekmek istemenizden nefret ederim. | Open Subtitles | أكره عندما تطلبن كوب ماء وبعض الخبز المحمص |
kızarmış ekmek ve greyfrutla güne başlar kadim dostum bilgisayarımı açar, 10 sayfa yazar, belki de biraz koşarım. | Open Subtitles | ظننت أنني سأبدأ يومي بتناول الخبز المحمص و نصف جريبفروت و أجلس على الكمبيوتر و أكتب 10 صفحات و ربما أذهب للركض |
kızarmış ekmek, sıcak süt, sıcak su şişesi, yatak, uyku. | Open Subtitles | خبز محمص ساخن، حليب ساخن، زجاجة ماء ساخنة، السرير، النوم. |
Koyu kahve, sıcak süt, peynirle birlikte iki dilim Alman ekmeği, ...bal ve bir dilim kızarmış ekmek. | Open Subtitles | قهوة ، حليب ساخن، إثنان شرائح الخبز الألماني بالجبن واحدة من شرائح التوست بالعسل |
İki yumurtalı omlet, kızarmış ekmek ve sosis alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني الحصول على بيضتان مخفوقتان و خبز جاف و نقانق |
Ne kızarmış ekmek ne de tost. Midesinde hiç bir şey yoktu. | Open Subtitles | لا شيء في معدتها لا بيض، لا خبز محمّص. |
Bununla ilgilenmiyorum, ben sadece kızarmış ekmek yapıyorum. | Open Subtitles | إنه ليس بذلك الأمر الشيق, إنني أحضر خبزاً محمصاً فحسب |
Neden oturup biraz rahatlamıyorsun? kızarmış ekmek ve ev yapımı reçel de var. | Open Subtitles | لمـا لا تجلسين و تسترخين مـع بعض الخبز و مربى فـاكهة منزلي الصنع ؟ |
Deli misin sen? Biraz daha kızarmış ekmek ister misin? | Open Subtitles | هل أنت مجنون؟ أتريدين المزيد من الخبز الفرنسى يا عزيزتى؟ |
Spatulalar korkaklar içindir. Umarım kızarmış ekmek seviyorsundur. | Open Subtitles | المغارف من أجــل الجبناء ، آمل أنك تحب الخبز الفرنسي المحمص |
Senin manyak bir düğün hediyen oldu ve ben sonunda kızarmış ekmek ile barıştım. | Open Subtitles | أنت حصلت على ما أردته كهدية زفاف وأنا في النهاية عقدت سلاماً مع الخبز المحمص |
Teller daha kuvvetli olsaydı kızarmış ekmek tereyağ havuzuna fırlardı. | Open Subtitles | فقط لو أن النوابض كانت أقوى لكان الخبز المحمص طار إلى بركة من الزبدة |
Şimdiye kadar yaptığım ilk salata büyük kase dolusu kızarmış ekmek salatasıydı. | Open Subtitles | أول سلطة قد حضرتها كانت وعاءاً كبيراً من الخبز المحمص |
kızarmış ekmek, gevrek domuz pastırması, çay, %2 sizin olmalı. | Open Subtitles | طلبتِ بالتأكيد الخبز المحمص باللحم المقدد المقرمش |
kızarmış ekmek önceden tereyağlansa daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | لكن ألن نفضل تناول خبز محمص عليه زبدة سلفا؟ |
Başka bir parça kızarmış ekmek daha alacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنك ستأكل قطعة خبز محمص أخرى |
Çöpte kızarmış ekmek ve yumurta kabukları var. | Open Subtitles | قشور بيض جديدة في القمامة مع خبز محمص. |
Evet, kim bilir kaç şampiyonluk maçı kızarmış ekmek yüzünden kaybedilmiştir. | Open Subtitles | أجل .. كم من بطولات المباريات قد أفسدت بفجاعة تشجنات التوست ؟ |
Çok kurular, O aile bir parça... kızarmış ekmek gibi. | Open Subtitles | بدون احساس ، انهم كقطعة التوست |
Sosis yerine domuz pastırması olsun ve kızarmış ekmek olmasın. | Open Subtitles | لكن لحم مقدد بدل النقانق و بدون خبز جاف |
- İçinde zaten kızarmış ekmek var. | Open Subtitles | هنالك خبز محمّص به سلفاً |
- Hey. Bana kızarmış ekmek getirir misin? | Open Subtitles | هلّا أحضرت لي خبزاً محمصاً ؟ |
- Evet. - Sana kızarmış ekmek yaptım. | Open Subtitles | ـ نعم ـ لقد أعددت لك بعض الخبز المقلى |
kızarmış ekmek katlanır. | Open Subtitles | بالأضافه, الخبز الفرنسى دائماً ما يكون مطوى |
kızarmış ekmek ve büyük bardakta kahve. Yazdın mı? | Open Subtitles | وتوست محمص وقهوه بحجم كبير هل فهمتي |
- Sadece kahve, teşekkürler. - Omlet ve kızarmış ekmek getir ona. | Open Subtitles | ـ أريد فقط قهوة، شكرًا ـ عجة البيض وخبز محمص لها |
Eğer hergün ucuz sadöviç ekmeği yersem, kahvaltıda bir finsan çay ve bir dilim kızarmış ekmek, öğleden önce şekerli içeçek, öğle yemeğinde çörek, ve akşam için fast-food kızarmış tavuk... | Open Subtitles | إذا ما تناولْتُ لفافة خبز مُترهّلة كل يوم و فنجان من الشاي على الفطور، و قطعة من الخبز المحمّص و شراب محلّى بالسكّر بعد الفطور، و قطعة من الكعك المحلّى على الغداء، |
Omlet, pastırma, mücevher kutusu ve kızarmış ekmek. | Open Subtitles | بيض مخفوق، لحم مُقرمَش، علبة مجوهرات، و توست مُحمّص |