| İnandıkları değerler doğrultusunda Viyetnam'a hizmet eden adamlar gerçekten kızgınlar. | Open Subtitles | الرجال الذين خدمو في فييتنام لغاية ظنّوا انها الصواب غاضبون |
| Dinle babalık, polisler harekete geçti artık. kızgınlar. | Open Subtitles | اسمع يا والدى, ان الشرطة تتحرك الآن, وهم غاضبون |
| Genç kızları anlamak zor. Sana mı kızgınlar, yoksa hep mi kızgınlar belli olmuyor. | Open Subtitles | من الصعب فهم هؤلاء المراهقات هل هم غاضبون منكِ ام هم مجرد غاضبون |
| Sana halen çınar ağaçlarını kestiğin için kızgınlar. | Open Subtitles | حسنا، لبد انهم لا يزالون غاضبين منك لقطع شجر الجمّيز خاصتهم. |
| Az önce Meksikalı yetkililerle konuştum ve daha önce haberdar etmediğimiz için oldukça kızgınlar. | Open Subtitles | السُلطات المكسيكية غاضبين أننا لم نخبرهم مبكراً |
| Artık silahlı ve kızgınlar, ben de onlara bir şey daha söylemedim. | Open Subtitles | هم الآن مسلحون وغاضبون قبل حتى أن أنطق ببنت شفه |
| Çoğunlukla zenciler yapıyor. Çoğu zaman kızgınlar. | Open Subtitles | يعنيه المغنون السود على الأغلب إنهم غاضبون معظم الوقت |
| Ve şimdi çok kızgınlar. Daha ne var biliyor musun? | Open Subtitles | و الآن هم غاضبون و أتريدين معرفة ماذا أيضاً؟ |
| Cehennemden kaçıyorlar ve de kızgınlar. | Open Subtitles | ،عادة عندما يهربون كما تعلم، يكونوا غاضبون فقط |
| kızgınlar çünkü bilmeleri gereken başka bir prodüktör var mı meraktalar. | Open Subtitles | حسناً،إنهم غاضبون يريدون أن يعرفوا إن كان هناك منتجين منفذين آخرين عليهم العِلم بشأنهم |
| Şu sızıntı departmanımızdaki verimi düşürdüğü için kızgınlar. | Open Subtitles | إنهم غاضبون بسبب التسريب لأنه يضر بالإنتاج في قسمنا |
| Bütün kızlar sana insafsızca davranıp kovduğum için kızgınlar. | Open Subtitles | الجميع، كلّ البنات جميعم غاضبون يقولون بأني طردتك ظلماً |
| Hayır. İşten çıkarıldıkları için kızgınlar ancak bize zarar vermezler. | Open Subtitles | لا انهم غاضبون لانهم بدون عمل ولكنهم لن يؤذونا |
| Merkez, burada bir grup yerli insan var ve çok kızgınlar. | Open Subtitles | صفر، انهم مجموعة من السكان المحليين، وانهم غاضبون. |
| Desem bile performans standartlarından ötürü kızgınlar. | Open Subtitles | حتى لو.. إنهم غاضبون بشأن مقاييس الأداء. |
| Editörlerim, uyuşturucu ceza hikayesini kaçırdığımız için kızgınlar. | Open Subtitles | المحررون غاضبون للغاية لأننا فوتنا .قصة مصادرة ممتلكات المهربين |
| Mutluyum diye bana kızgınlar. Pek de adil gibi görünmüyor. | Open Subtitles | هم غاضبون مني لأن بإمكاني أن أكون سعيدًا. لا يبدو عادلا. |
| Arkadaşların hala, şu yaptığın korkunç şey yüzünden sana kızgınlar mı? | Open Subtitles | إذاً، أصدقاءك، مازالوا غاضبين من هذا الشئ السيئ، الفظيع الذي قمتي به؟ |
| Tuzak kuracak kadar mı kızgınlar? | Open Subtitles | غاضبين بما يكفى لنصب كمين ؟ لماذا , الإنتقام ؟ |
| - Sanırım arkadaşlarını indirdiğimiz için bize kızgınlar. | Open Subtitles | إنهم مستائين لإننا هزمناهم من قبل فى تلك الوردية |
| Niye bilmiyorum ama, sanırım Turk ve Carla bana kızgınlar. | Open Subtitles | أنا لا أعلم لماذا لكنني أشعر أن تورك و كارلا منزعجين مني. |