Biliyor musunuz, bu San Mark's'taki kızlar için daima iyi bir şeydir. | Open Subtitles | أتعلم لقد كانت دائماً جيدة للغاية للفتيات هنا في مدرسة القديس ماركس |
O an kızlar için durumu kurtarıp onların kahramanı olmak için bir şans bulmuştum. | TED | في هذه اللحظة رأيت فرصة للفتيات ليكونوا على مستوى الحدث و ليصبحوا بطلات في نظر أنفسهن. |
Halul, Arapça'da yaşı küçük kızlar için kullanılan Hala kelimesiyle aynı anlama geliyor. | TED | وهلول هو اسم الدلع لإسم الأنثى هالة في العربية، ويستخدم فقط للإشارة للفتيات الصغيرات. |
Yalnızca topluluğumdaki kızlar için değil, diğer küçük topluluklar için de mücadelede kararlıydık. | TED | لقد تمّ تعييننا للنضال من أجل الفتيات ليس فقط في مجتمعنا بل في المجتمعات الأخرى |
Canım, düşündüm de eğer Bay Feeney için bir kaç dakikalığına veda konuşması yaparsak kızlar için çok güzel olurdu. | Open Subtitles | حبيبي توقعت انها ستكون فكره رائعه للبنات لاخذ بعض الوقت لكي نودع السيد . فيني |
♪ ve gidiyorum ♪ Vay, vay, vay. Üç yakışıklı, kızlar için hazır. | Open Subtitles | ♪ ثلاث شباب يرتدون هذه الملابس . دائما متأهبون لفتاة محظوظة |
FGM geçirmekten ya da erken evlilikten kurtulmaları için, sadece kızlar için olan bir okul kurdum. | TED | أنشأت مدرسة للفتيات فقط ليتحررن من الختان ومن الزواج المُبكر. |
Birlikte, okuluma gelemeyen erkekler ve kızlar için cinsiyet eşitliği, sağlık ve insan hakları hakkında hayati bilgiler paylaşarak bir eğitim programı oluşturduk. | TED | أنشأنا معًا برنامجًا تدريبيًّا للفتيات والأولاد الذين لم يتمكنوا من الحضور إلى مدرستي، مشاركين بمعلوماتٍ حيوية عن المساواة بين الجنسين والصحة وحقوق الإنسان. |
Kefaret olarak, çamur sıçratılan kızlar için hayır kurumu açarım. | Open Subtitles | اذن لصنعت وقفا ماليا للفتيات المغرقات بالمياه |
Bayan Hovey'in kızlar için kendini savunma dersleri. | Open Subtitles | مدرسة السيده هوفي للدفاع عن النفس خاصة للفتيات |
Evlenmemiş kızlar için olası bir seçenek de. | Open Subtitles | ذلك أحد الإحتمالات القائمة للفتيات العازبات |
Neden geniş basenli kızlar için elbise yapmazlar ki? | Open Subtitles | لم لا يصمموا فساتين للفتيات التى تريد إخفاء جسدهم؟ |
Lavaboya gitmem gerek. kızlar için nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | يجب ان اذهب الى الحمام فحسب تعرف كيف الامر بالنسبة للفتيات |
Carl hep köpeklerin aileler, kedilerin yalnız kızlar için olduğunu söyler. | Open Subtitles | كارل دائماً يقول أن الكلاب للعائلات والقطط للفتيات الوحيدات |
Sadece kızlar için olduğunu öğrenene kadar öyleydi. | Open Subtitles | لم تكن ستذهب حتى اكتشفت بأنه للفتيات فقط |
Mavi olan erkekler için, pembe olan da kızlar için. | Open Subtitles | النظارات الزرقاء للفتيان والوردية للفتيات |
Bunu senin için yapmıyorum. kızlar için yapıyorum. | Open Subtitles | أنا لا افعل هذا من أجلك أنا افعل هذا من أجل الفتيات |
Evet , evet , neyi aradığını görüyorum, genç kızlar için bir şeyin var değil mi ? | Open Subtitles | أرى ما أنت تبحث عنه لديك شىء للبنات الصغيرات، ايه؟ |
Burası senin gibi güzel kızlar için değil ama bak sana ne diyeceğim. | Open Subtitles | هذا المكان ليس لفتاة مثلكِ سأخبركِ بذلك عندما تهدأ الأمور قليلاً |
Judy'ye ailesinden miras kalmış ve bu kızlar için bir güvence. | Open Subtitles | جودي ورثت مالا من عائلتها و هو بصندوق ائتماني لأجل الفتيات |
Biraz sohbet eder, sonra da çılgınlar gibi sevişiriz. Benim gibi kızlar için farklı. | Open Subtitles | سنتحدّث قليلا ، ثم نسكر الأمر مختلف لفتيات مثلي |
Zengin kızlar için bir spor bu. | Open Subtitles | انها رياضة للبناتِ الغنياتِ. |
Özgürlüğü neden istemediğinizi bilmiyorum, ama öğrenmek istiyorum... sizin özgürlüğünüz benim ve bu ülkemdeki diğer kızlar için önemli. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ لِماذا لا تُريدُ حريتكَ. لَكنِّي أُريدُك أَنْ تَعْرفَ لِماذا... حريتكَ مهمةُ لي ولبنات أخريات من هذه البلادِ |
Kendine saygısı olmayan kızlar için endişelemeyi bırakıp bizi elinde oynatan ayık kadına odaklansak? | Open Subtitles | هلا توقفنا عن القلق بشأن الفتيات قليلات الاحترام لذاتهن و نبدأ بالتركيز على المرأة التي أعطتنا أحترمنا لذاتنا؟ |
kızlar için durum farklı. İstediğinle düşüp kalkabilirsin ve insanlar senin havalı olduğunu düşünür. | Open Subtitles | الأمر مختلف مع الفتيات يمكنك معاشرة ما تريد |
Marcus, bu haftasonu Hamptons'da olmak bu kızlar için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | (ماركوس) تعتبر عطلة نهاية الأسبوع هذه كل شيء لهؤلاء البنات |
kızlar için fazla tehlikeli bura. Cidden, çık git şuradan. | Open Subtitles | إنه ساخن جداً على الفتيات أنا جاد, اُخرجي من هنا |
Yine de bir sorum olacak. Bu kızlar için ekstra ücret talep ettin mi? | Open Subtitles | أنظر ، بالرّغم من ذلك لديّ سؤال واحد لكَ، هلّ أعطيت أيّ من هذهِ الفتيات جرعة زائدة؟ |