Onurlu bir savaş verdin ama artık yalnızca Kaçınılmaz olanı geciktirmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | ،لقد قتلت في المعركة الجيدة .لكنك الآن تأجلين المحتوم وحسب |
Belli ki durumun ilginçliği Kaçınılmaz olanı geciktiriyordu. | Open Subtitles | من الواضح,أن طبيعة الوضع كانت تأخر المحتوم |
Yine de yaptıklarım Kaçınılmaz olanı sadece ertelemeye mi yarıyor diye merak etmiyor değilim. | Open Subtitles | رغم هذا أنا أتساءل لو كان كل ما أفعله هو تأخير المحتوم فقط. |
Kaçınılmaz olanı bir saat erteledi belki bir ay, hatta belki bir yıl. | Open Subtitles | ربما آخر المحتوم لمدة ساعة شهر، أو حتى سنة |
Akıllı bir strateji ama sadece Kaçınılmaz olanı geciktirir. | Open Subtitles | تخطيط ذكي ولكن هذا فقط يؤجل المحتوم |
Ama sen sadece Kaçınılmaz olanı geciktiriyorsun | Open Subtitles | ولكن كل ما تفعلونه هو تأخير المحتوم |
Kaçınılmaz olanı önlemenin imkânı yok." | Open Subtitles | # ولا يوجدُ هنالك طريقةً لردع القدر المحتوم # |
Basitçe "kes şunu" demek yerine "Kaçınılmaz olanı önlemek" diyor. | Open Subtitles | فبدلاً من أن يكتبَ لهم " لن توقفوا ذلك " فإنَّه يكتبُ " لن تتمكنوا من منع القدرِ المحتوم " |
Sadece Kaçınılmaz olanı geciktirdin. | Open Subtitles | كل ما في الأمر أنك أخرت المحتوم |
Pekala,eve bıraktı... kapının önünde duruyordum,bilirsin ... Kaçınılmaz olanı bekliyordu... uzakta bekledi bende şöyle düşünüyordum pekala tam zamanı... uzakta bekledi bende şöyle düşünüyordum pekela tam zamanı... ve daha sonra... sadece ağzıyla bana doğru geldi-- | Open Subtitles | ووقف عند باب المنزل انت تعرف ، ينتظر الشىء المحتوم ...ولوح لى بيده "وقلت "كل هذا للوقت الحاضر ...ثم |
Kaçınılmaz olanı erteliyorsun. | Open Subtitles | أنت تؤخر المحتوم فقط |
Galiba bir şekilde Kaçınılmaz olanı erteliyordum. | Open Subtitles | أظن بطريقةٍ ما... -أجلّتُ الأمر المحتوم فحسب |
Sadece Kaçınılmaz olanı biraz daha erteliyorsun? | Open Subtitles | أنت فقط تؤخر المحتوم |
Kaçınılmaz olanı uzatıyorsun. | Open Subtitles | أنت تؤجل المحتوم فحسب |
Kaçınılmaz olanı durduramazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنكم إيقاف المحتوم |
Kaçınılmaz olanı beklemekten yorulduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها سئمت من انتظار... المحتوم |
Seni temin ederim ki Stark, sen sadece Kaçınılmaz olanı erteliyorsun. | Open Subtitles | أؤكد لك يا (ستارك)، أنت فقط تؤجل الأمر المحتوم |
Gözlem ve tecrübeme dayanarak bu sadece Kaçınılmaz olanı geciktirecek. | Open Subtitles | إنه فقط يؤخر المحتوم. |
Sadece Kaçınılmaz olanı erteledin. | Open Subtitles | لقد أخرت للتو المصير المحتوم |
Neden Kaçınılmaz olanı inkâr ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا (مات)؟ لماذا نرفض المحتوم |