Çünkü uçtuğunuz zaman, uçağa bindiğinizde eğer uçağı kaçırırsanız, başka alternatif yoktur. | Open Subtitles | لأنك عندما تطير تركب الطائرة، إن فاتتك الطائرة ما من بديل |
Ama uçakla gideceğiniz zaman, eğer kaçırırsanız, bitti. | Open Subtitles | ولكن عندما تركب الطائرة، إن فاتتك إنتهى الأمر |
14.00'deki başlangıç yerini kaçırırsanız, biraları sizin ödeyeceğinizi söyledi. | Open Subtitles | وقال انه اذا فاتتك وقت الشاى 2: 00 تدفع ثمن البيرة |
Bu durumda uçağı üç dakikayla kaçırırsanız 20 dakikayla kaçırdığınızdan daha çok pişmanlık duyacaksınız. | TED | وسوف تندم كثيراً على تصرفك في تلك الحالة إن فاتتك الرحلة بسبب تأخيرك ثلاث دقائق أكثر من ندمك إن فوتها لتأخرك بعشرين دقيقة. |
Bu, birbirine bağlı ancak birazcık yarışmacı ruhlu bir topluluk. Çünkü çok nadir bulunan kayıtları avlarken, eğer fırsatı kaçırırsanız, o kaydı hayatınız boyunca bir daha göremeyebilirsiniz. | TED | إنهم نسيجٌ واحدٌ متماسكٌ جدََا، لكنهم يشكَلون مجتمعًا متنافسًا نوعًا ما، لأنه عندما تُوقِع بتسجيلات غاية في الندرة، فإنه إذا فاتتك الفرصة، قد لا تتمكن من رؤية ذلك التسجيل أبدًا في حياتك. |
Eğer kaçırırsanız, ayvayı yersiniz. | Open Subtitles | في الأسبوعين اذا فاتتك انتهى أمرك |