Kızının kutlamasını kaçırıyorsun. | Open Subtitles | سوف تفوت فقرة سباحة أبنتك في الهواء بينما يتم عزل الرئيس و رؤساء أركان هيئة الحرب |
kaçırıyorsun. 100 milyon dolarla yapabileceğin birçok şey olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنت تفوت بعض الأشياء أراهن على أن هناك أشياء كثيرة تستطيع فعلها بمئة مليون دولار |
İşin yok mu ? -Asıl haberi kaçırıyorsun baba, özgürüm | Open Subtitles | أنت تفقد النقطة يا أبي يجب أن أسافر من الآن |
Maçın en iyi bölümünü kaçırıyorsun. Tanrım! | Open Subtitles | هذه ما نسميه ميزة التقدم، أيتها السيدة الصغيرة أنت تفوتين أهم جزء من المباراة |
Bu dünyanın özüyle ilgili en iyi kısmı kaçırıyorsun. | Open Subtitles | إنّك تفتقد إلى أفضل جزء من .إقامتنا القصيرة في هذا العالم |
- Aile erkeğini oynarken ne kaçırıyorsun? | Open Subtitles | مالذي يفوتك الآن، بينما تلعب دور ربّ الأسرة ؟ |
Tüm macerayı kaçırıyorsun, dostum. | Open Subtitles | إنّكَ تفوّت المغامرة بأسرها يا صاح. |
Buradaki komediyi kaçırıyorsun. Kişisel değilmiş ,öyle diyor. | Open Subtitles | إنك تفوت كل الكوميديا إنها ليست شخصية ذلك ما تقوله |
Süper ezik doğum günü partini kaçırıyorsun. | Open Subtitles | لن تفوت حفل عيد ميلادك الرائع كلياً، صحيح؟ |
Süper ezik doğum günü partini kaçırıyorsun. | Open Subtitles | لن تفوت حفل عيد ميلادك الرائع كلياً، صحيح؟ |
Bence sen keçileri kaçırıyorsun, Dave. Bunu doğru anla. | Open Subtitles | أعتقد أنك تفقد رخاماتك، ديف اجعله مباشرة |
Sen aklını kaçırıyorsun ama o durmadan tek bir damla bile ter dökmeden çalışmaya devam ediyor. | Open Subtitles | تفقد صوابك، وها هي هناك، تعمل بجدٍّ ولا تُسقط قطرة عرقٍ واحدة. |
AsıI noktayı kaçırıyorsun. Marat'ın devrim şehidi olmadığını kabul ediyorum. | Open Subtitles | حسناً أنت تفوتين وجهة نظري أنا أوافق علي أن مارات لم يكن شهيداً حقيقياً |
Hey üvey anne, büyük kavuşmayı kaçırıyorsun. | Open Subtitles | يا زوجة الأب , أنتِ تفوتين لمّ الشمل الكبير |
Dünyada olmanın en güzel kısmını kaçırıyorsun. | Open Subtitles | إنّك تفتقد إلى أفضل جزء من إقامتنا القصيرة في هذا العالم. |
-Ne iş yaptığını anlamaya çalışıyorum. - Asıl meseleyi kaçırıyorsun. | Open Subtitles | أحاول أن أفهم وظيفتك - يفوتك بيت القصيد اذاً - |
Şu anda da bir fırsatı kaçırıyorsun! Duyuyor musun? | Open Subtitles | إنّك تفوّت فرصة الآن أتستمع إليّ حتى؟ |
Bundan daha iyi bitmesi gerekiyordu. Gitme, sana söylüyorum, bunu kaçırıyorsun. | Open Subtitles | يفترض أن ينتهي الوضع أفضل من هذا إبقي سيفوتك الكثير |
En iyi kısmı kaçırıyorsun, kardeşim. O aptal kitabı bırak. | Open Subtitles | ستفوتك أفضل لقطة ياأختي إنسي أمر هذا الكتاب الغبي |
Bu arada Kate, çılgınca bir partiyi kaçırıyorsun. | Open Subtitles | أحبك تاود أنتي تضيعين الآن حفلة مجنونة يا كيت |
Nereye gidiyorsun ahbap? En iyi kısmını kaçırıyorsun. | Open Subtitles | يا رجل، إلى أين تذهب ستفوت عليكَ الجزء المهم |
Hayır,hayır, önemli noktayı kaçırıyorsun: | Open Subtitles | لا، لا، لا. أنت تَتغيّبُ عن النقطةِ. |
-En güzel kısmını kaçırıyorsun ufaklık! | Open Subtitles | تفوتك الأمور الجميلة في الحياة |
Çalışman gerektiğini biliyorum fakat gerçekten muhteşem bir tırmanışı kaçırıyorsun. | Open Subtitles | أعلم أنّ عليكِ "العمل"... ولكنّكِ تفوّتين متعة تسلق حقيقيّة. أحبّكِ |
- Kesilip kesilmemesine o karar verir. - Bir noktayı gözden kaçırıyorsun. | Open Subtitles | هو يمكن أن يقرر يقطعها أم لا - أنت ِ تفقدين النقطة بالضبط - |
Ama herkesin memnun olduğu gerçeğini gözden kaçırıyorsun ve ortada bir sorun yokken sorun yaratıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتجاهل حقيقة أن الجميع كانوا سُعداء وأنت تصنع مشكلة بينما لا تُوجد مشكلة |