| David Westerfield, annesi onu reddetti diye Danielle Van Dam'i kaçırmıştı. | Open Subtitles | دايفيد ويسترفيلد اختطف دانييل فاندام بسبب الانتقام عندما رفضته امها |
| Yani, çocuk kaçırıcısı, bir çocuk kaçırıcısının çocuğunu kaçırmıştı. | Open Subtitles | لذا فقد اختطف المختطف و طفله مختطف |
| Craig Tomlin o kızı kaçırmıştı. | Open Subtitles | " كريج توملين " اختطف تلك الفتاة |
| Hayatım, bu adam seni kaçırmıştı. | Open Subtitles | ، عزيزي . لقد إختطفك هذا الرجل |
| Adam seni kaçırmıştı. | Open Subtitles | الرجل إختطفك. |
| Geçen Cuma değişimimizi kaçırmıştı, sonrakini de kaçırdı. | Open Subtitles | يوم الجمعة الماضي، فاتها مبادلة لدينا، ثم انها أخطأت مرة أخرى. |
| Yani her sonucun kendi sonucu vardır. Küçük kahramanım, insanoğlu gizemine o kadar odaklanmıştı ki, asıl önemli noktayı gözden kaçırmıştı. | Open Subtitles | هل ترون , العواقب لها عواقب , وبطلنا غرق بالمشاكل الانسانية بحيث فاتته الصورةالكبيرة |
| Oğlunu kaçırmıştı. | Open Subtitles | ولقد اختطف ابنكِ. |
| Marco Reyes adında biri Danny Williams'ın kardeşini kaçırmıştı. | Open Subtitles | رجل يدعى (ماركو ريس) قتل (اختطف أخ (داني ويليامز |
| - Penguen'in annesini kaçırmıştı. | Open Subtitles | لقد اختطف والدة البطريق |
| Claire'i kaçırmıştı ve Charlie çok sinirlenmişti. | Open Subtitles | اختطف (كلاير) و انزعج (تشارلي) |
| Crowley seni kaçırmıştı. | Open Subtitles | (كراولي) إختطفك. |
| Nairobi'ye zorunlu iniş yapmışlardı! Karının teki düğününü kaçırmıştı. | Open Subtitles | (كان عليهم أن يحطوا بالطائرة في (نيروبي وفتاة ما قد فاتها حفل زفافها |
| Maalesef Oscar bazı işaretleri kaçırmıştı. | Open Subtitles | لسوء الحظ، (اوسكار) فاتته الإشارة |