Hiçbir maç gününü kaçırmazdı. Bayağı kötü durumda olmalı. | Open Subtitles | إنها لم تفوت أبداً محاضرة يوم المباراة ، لذا فأعتقد أنها فى حالة يرثى لها |
Prens Fayeen ve Arcadia çok iyi biliyordu ki, Jibril, Abboud'la yüzleşerek, ...verdiği sözü halkın görebileceği şekilde kameralar karşısında söylettirme fırsatını asla kaçırmazdı. | Open Subtitles | الأمير فايين وأركاديا يعلمون انها لن تفوت فرصة المواجهة مع عبود على شاشات التلفزيون الأمريكي |
Prens Fayeen ve Arcadia çok iyi biliyordu ki, Jibril, Abboud'la yüzleşerek, ...verdiği sözü halkın görebileceği şekilde kameralar karşısında söylettirme fırsatını asla kaçırmazdı. | Open Subtitles | الأمير فايين وأركاديا يعلمون انها لن تفوت فرصة المواجهة مع عبود على شاشات التلفزيون الأمريكي |
Keller, işlerin kötüleşmesiyle yüzümün alacağı hâli görme şansını kaçırmazdı. | Open Subtitles | كيلر لن يفوت فرصة النظر إلى وجهي عندما يذهب إلى الأسفل |
Küçük bir sorun için küçük bir işlemdi, ama Ian asla kaçırmazdı. | Open Subtitles | كان فحص ثانوي لمشكلة ليست خطيره لكن ايان لن يفوت ذلك |
Başka bir yerde önemli bir işi olmasa böyle bir özel ortamı asla kaçırmazdı. | Open Subtitles | أعلم أنه لم يكن ليفوت حضور هذه المناسبة إلا لأشغال ملحة. |
Bir sorun olmasa asla kaçırmazdı. | Open Subtitles | لن يفوتها إلا إن كانت هناك مشكله |
Anlamıyorum. Babam tavuk kanadı olan açık büfeleri asla kaçırmazdı. | Open Subtitles | لا أفهم ، ما كان لأبي أن يفوّت حانة مفتوحة مع أجنحة الدجاج |
Tek bir bölümü bile kaçırmazdı. | Open Subtitles | وقالت إنها لا تفوت حلقة واحدة. |
Immaculate Heart'daki tombala gecelerini hiç kaçırmazdı. | Open Subtitles | لم تفوت أي لعبة "بنجو" ."في" أماكوليتهارت. |
- Hiçbir kitabı kaçırmazdı. | Open Subtitles | هى لم تفوت كتاب ابدا |
Çünkü Calvin Chadwick'in akşamını mahvetme fırsatını kaçırmazdı. | Open Subtitles | بسبب انها لن تفوت فرصة لتدمير هذا المساء ل(كالفن تشادويك) |
Edith bunu asla kaçırmazdı. | Open Subtitles | (إديث) لن تفوت هذا أبدًا |
Isaac Newton bir şeyleri pek gözden kaçırmazdı, ama bu seferki nadideydi. | Open Subtitles | لم يفوت إسحاق نيوتن الكثير ولكن هذا الاكتشاف كان رائعًا |
159, 159. Tut. Böyle bir bloğu asla kaçırmazdı. | Open Subtitles | 159, 159. لم يفوت قط هذا النوع من الدفاع |
Doktor randevusunu asla kaçırmazdı. | Open Subtitles | لا يفوت موعداَ مع طبيب |
Kardeşim asla bu randevuyu kaçırmazdı. | Open Subtitles | لن يفوت اخي هذا الموعد أبدا |
Kirk normalde böyle önemli bir maç öncesi toplantısını kaçırmazdı. | Open Subtitles | (هذا لا يبدو مثل (كيرك ليفوت مبرارة بتلك الأهمية و الحشد |
Bir sorun olmasa asla kaçırmazdı. | Open Subtitles | لن يفوتها إلا إن كانت هناك مشكله |
Merak etme ben hallettim ama Harvey hiçbir toplantısını kaçırmazdı. | Open Subtitles | لا تقلقي، لقد أعتنيت بالأمر ولكن ليس من عادات (هارفي) أن يفوّت إجتماع |