| Son birkaç haftadır kaçaktı FBI tarihindeki en büyük insan avlarından birine konu olmuştu. | Open Subtitles | لقد كانت هاربة منذ الخمس أسابيع الماضية هذه القضية كانت واحدة من أكبر المطاردات في تاريخ المكتب الفيدرالي |
| Bir gece, baban ofisten çıkmak üzereyken bir kız geldi 16 yaşındaydı, kaçaktı, doğum yapmak üzereydi. | Open Subtitles | بليلة ما ، كان والدكِ على وشك مُغادرة المكتب .. حينما ظهرت تلكَ الفتاه. كانتبالسادسةعشرمنعمرها، هاربة على وشك أنّ تضع حملها. |
| Bir kaçaktı, bunu sana söylemiş miydi? | Open Subtitles | كانتْ هاربة .. هل أخبرتكَ بذلك ؟ |
| Beraber dolaştığım adamlardan biri, eskiden bir kaçaktı. | Open Subtitles | أحد الرجلين الذين سافرت معهم , كان هارباً |
| - Aman Tanrım. - Paddy 1993'te kaçaktı. | Open Subtitles | آااه ، يا آلهي بادي كان هارباً في عام 1993 |
| Aslında İngiltere'de kaçaktı çünkü kardeşiyle yatmış karısı ve birkaç küçük çocukla anal seks yapmıştı. | Open Subtitles | وكان أساسا هاربا من انجلترا السبب عنيدا، كما تعلمون، ينام مع أخته، اللواط زوجته وبعض الأولاد الصغار. |
| Kusura bakma ama adam bir kaçaktı. | Open Subtitles | صحيح أنا أسف الرجل الذي كان هاربا |
| Bir kamyonetin arkasındaki fakir Meksikalılardı ve ikisi kaçaktı. | Open Subtitles | لقد كانوا مجموعة من الفقراء المكسيكيين بعربة كلاب إثنين منهم غير شرعيين |
| Kate hala kaçaktı ama masum olduğunu iddia ediyordu. | Open Subtitles | - شكراً لك . - كيت مازالت هاربة من العدالة ، ولكنها تتدعي أنها بريئة . |
| 16 yaşında bir kaçaktı. | Open Subtitles | فتاة هاربة بعمر 16 سنة |
| O bir kaçaktı Dmitri. | Open Subtitles | كانت هاربة يا " ديمتري |
| Barlow federal bir kaçaktı. | Open Subtitles | أقصد، كان (بارلو) هارباً فيدرالياً، إتفقنا؟ |
| Oğlunuz Matthew aylardır kaçaktı ve FBI sizinle bağlantıya geçip geçmediğini öğrenmek istiyorlardı. | Open Subtitles | قاموا بزيارتك كان ولدك (ماثيو) هارباً لبضعة أشهر و أراد الفيدراليون معرفة إذ كان على اتصال بك |
| - Bence kaçaktı onlar. | Open Subtitles | أعتقد انهم كانوا غير شرعيين ماذا؟ |