Bilemiyorum. Sanki beni kaçamayacağım bir yerdeki bakımevine koymak için bir tuzak gibi duruyor. | Open Subtitles | لا أعلم، يبدو كفخ لوضعي في نظام التبني في مكان بعيد جدّاً أين لا يمكنني الهرب. |
Gezginlerden kaçabilirdim elbet ama yine de kaçamayacağım bir düşman var, zaman. | Open Subtitles | "طبعًا بوسعي الهرب من الرحّالة، لكن ثمّة عدوّ لا يمكنني الهرب منه" "الزمن" |
Bana ne kadar uğraşsam da kaçamayacağım bir yetenek verdi. | Open Subtitles | ماركوس)، لقد أهداني هدية) هدية لا يمكنني الهرب منها مهما حاولت |
Ne kadar denesem de buradan kaçamayacağım. | Open Subtitles | لا يهم مهما حاولت لا أستطيع الهروب |
Olduğum kişiden asla kaçamayacağım. | Open Subtitles | لا أستطيع الهروب أبداً من حقيقتي |
Asla kim olduğumdan kaçamayacağım. | Open Subtitles | لا أستطيع الهروب أبداً من حقيقتي |