Ama Betty, polis onu arıyor. Onu gönderdikleri akıl hastanesinden kaçmış. | Open Subtitles | لكن الشرطة تبحث عنه لقد هرب من المشفى التي أرسل إليها |
Polisler silah sesini duymuş ama onlar gelene kadar kaçmış. | Open Subtitles | الضباط سمعوا اطلاق النار, ولكنه هرب قبل وصولهم الى هناك |
Yarısı Etiyopya'ya kaçmış, kalanlar ise Mekke'de bir yerlere saklanmıştır. | Open Subtitles | نصفهم هرب إلى إثيوبيا والبقية كانت تقريباً تختبئ في مكة |
Özel hayatı hakkında bilgin var mı? Kiminle kaçmış olabilir? | Open Subtitles | هل لديّكَ أدنى فكرة عن الشخص الذي هربت برفقته ؟ |
Sadece ailesini kaybetmiş, ormana kaçmış ve haydudun tekine dönüşmüş bir kızım. | Open Subtitles | أنا مجرّد فتاة خسرت والدَيها و هربت إلى الغابة و باتت متروكة |
Tımarhaneden kaçak bir mahkum kaçmış, akıl hastasıymış, kayıplara karışmış falan filan. | Open Subtitles | هرب مجرم مجنون من المصحة النفسيه إنه مريض نفسي و لقد هرب |
Oda arkadaşını tutukladığımız da muhtemelen o da kaçmış olmalı. | Open Subtitles | على الأرجح أنّه هرب عندما قبضنا على شريكه في الغرفة. |
Çalan kişiyi yakalamış, ancak hırsız kafasına şişeyle vurup kaçmış. | Open Subtitles | لقد اوقع الرجل, لكن السارق حطم جمجمته بزجاجة و هرب |
O kaçmış, avukat kovalamış, arabasına binmeye çalışırken de sözle taciz etmiş. | Open Subtitles | هو هرب وهي تبعته معتديةً على الضحية لفظيًا وهو يحاول ركوب سيارته |
Akıl hastalarının kapatıldığı hapishaneden kaçmış. Cezası müebbet. | Open Subtitles | . لقد هرب من السجن لهوسه الإجرامى . إنه محكوم عليه بالسجن المؤبد |
1960'da Dartmoor Hapishanesinden kaçmış, 1962'de Tangier'e konulmuş. | Open Subtitles | هرب من سجن دارتمور عام 1960 تم تجنيده فى تانجير عام 1962 |
Adam bir deli. Dün akşam akıl hastanesinden kaçmış. | Open Subtitles | إنه ذلك المجنون الذي هرب من مصح الأمراض العقلية |
Adamın biriyle 18 ay önce bir psikiyatri merkezinden kaçmış. | Open Subtitles | هربت من المركز النفسي الشامل قبل 18 شهرا مع رجل |
Bayan Wonderly'nin kız kardeşi Thursby adında biriyle kaçmış. | Open Subtitles | اخت الأنسة ووندرلى,هربت مع شخص اسمه ثورزبى, |
Manastırdan kaçmış gibi. Baş Rahibeyle bir sorun yaşamış olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون قد هربت من الدير بحجّة مَع المسؤولة الدينيةِ |
Sen durumu anladığında, ben kaçmış olurum. Şimdi gitmeme izin ver! | Open Subtitles | بعد أن إكتشفت الأمر، هربت فقط أتركني أذهب |
İçeride 11 mahkûmu öldürmüş, üç isyan başlatmış ve iki kez kaçmış. | Open Subtitles | قتل 11 من زملاءه النزلاء حرّض لثلاثة إضطرابات, وهرب مرتين |
Jason ve kraliçe ariadne alt kasabaya kaçmış söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعات بأن جيسون والملكة أريادن هربوا إلى المدينة أقل. |
Elbette, Sisifos sözünü tutmayı reddetti. Böylece, tanrıları kandırarak ikinci kez ölümden kaçmış oluyordu. | TED | بالطبع، لم يحافظ سيزفس على وعده، وها هو قد فرّ الآن مرتين من الموت، بخداعه الآلهة. |
İzlerini takip edeceğiz. Çöle kaçmış olmalılar! | Open Subtitles | راقبوا كل الطرق , لا بد أنه خرج إلى الصحراء |
Psikiyatrisini boğup Namur hapishanesinden kaçmış. | Open Subtitles | كما أنه هارب من سجن نامور بعد أن خنق طبيبه النفسي |
Sence bu Tek denen adam o haliyle nereye kaçmış olabilir? | Open Subtitles | وأين ستعتقد سيذهب ذلك الرجل تيك إن كان يهرب خائفاً ؟ |
Onu arayan başka ajanlarımız da vardı ama gizlice İtalya'ya kaçmış. | Open Subtitles | لدينا عملاء آخرين للبحث عنه ولكنه تمكن من الهروب الى ايطاليا |
Üçüncü kişi kurum çalışanını ve güvenlik görevlisini öldürüp, çocuklar beraber kaçmış. | Open Subtitles | وهُنا حيثُ قتل الثالث أخصائية إجتماعية وحارس أمن ، وهربت مع الطفلة |
Takımlarınızı alın. Bir astsubaya araba çarpmış. Sürücü kaçmış. | Open Subtitles | أحضروا معداتكم، هناك ضابط تعرض للصدم و الفرار. |
Ama şu anda, kaçmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكن هذه المرة، يبدو أنها قد فرّت |
Onlar kandırılmıştı. Kralın oğulları Malcolm ve Donalbain kaçmış bu yüzden onlardan şüpheleniliyor. | Open Subtitles | كانا مأجورين مالكوم ودونالبين ابنا الملك هربا |
Felaketten ve savaştan zar zor kaçmış erkekler, kadınlar ve çocuklar, Avustralya tarafından yargılanmasız gözaltına alınmakta, bazen yıllar boyunca. | TED | بعد عملية هروب مثيرة من مناطق الأزمات الحرب، تحتجز أستراليا الرجال والنساء والأطفال من دون محاكمة، لعدة سنوات أحيانا. |
Hayır, dışarıda cezaevinden kaçmış bir mahkum varken. | Open Subtitles | لا,اقصد وجودك بالخارج فى وجود سجين طليق, |