Hiç mantıklı değil, beni gördü, kaçmadan önce gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | لا يبدو ذلك منطقياً، لقد راَني ونظرت بعينيه قبل أن يهرب |
kaçmadan önce neler yaptığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما الذي كان يخطط له قبل أن يهرب. |
En azından kaçmadan önce üç gün orada kaldığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم بأنها كانت هناك منذ 3 أيام قبل أن تهرب |
kaçmadan önce Bayan Forster'a mektup bırakmış. | Open Subtitles | لقد كتبت ملاحظة للسيدة فورستر قبل ان تهرب. |
Cep telefonu kaydı, kimsede olmayıp, sadece Curtin'de olan bilgi ve kaçmadan hemen önce onu aldı. | Open Subtitles | سجلات الهاتف تقول بأن كورتين من فعل ذلك وليس شخص آخر وفعل ذلك قبل هروبه |
Tıbbi incelemeye göre Santa Rosa'nın dışında bulunan adam Reyes kaçmadan önce öldürülmüş. | Open Subtitles | قال الطبيب الشرعيّ أنّ الرجل الذي وُجد خارج (سانتا روزا) قُتل قبل هروب (رياس) |
Şu Muppets'ı, ülke dışına kaçmadan bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا إيجاد الدمى قبل أن يهربوا من البلاد |
Görünüşe göre, kaçmadan önce bir kısmını almış, | Open Subtitles | يبدو واضحاً أنه حصل على قطعة منه قبل أن يفر هارباً |
Anlaşılan, kaçmadan önce Eileen boynuna dokunmuş. | Open Subtitles | على ما يبدو آيلين لمسته على الرقبة قبل أن يهرب |
Quinn, Erik'i kaçmadan yakaladı. | Open Subtitles | لدينا مشكلة . كوين ذهب لإريك قبل ان يهرب |
Bir tay yakalıyor, kuzeni Tungaa kaçmadan önce onu bağlamalı. | Open Subtitles | حالما يُمسك بالمُهر على إبن عمه تونكا أن يُمسك بزمامه قبل أن يهرب |
kaçmadan önce adamlardan birini dizinden feci yaralamış. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس مع الروس، أصاب أحدهم في الركبة، قبل أن يهرب |
Hey. kaçmadan önce sana bir kahve ısmarlayabilir miyim? | Open Subtitles | هاي ، هل يمكنني شراء كوب من القهوة لك قبل ان تهرب ؟ |
Açıkçası,onu daha kaçmadan önce kaybettiğimizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | بصراحة لقد شعرت بأننا سنخسرها قبل أن تهرب بفترة طويلة ولكن .. |
Tıpkı eski karımın bahçıvanla Ekvador'a kaçmadan önce söylediği gibi. | Open Subtitles | أنه كما كانت زوجتي السابقه تقول قبل أن تهرب إلى الإكــوادور مع البستـاني اللعـين |
Bu da kaçmadan önce kullandığınız araba. | Open Subtitles | و تلك هي السيّارة الّتي كنت تقودها، قبل أن تهرب |
Belki düşünceleri hakkında bir ışık görmüş olabilir, kaçmadan önce. | Open Subtitles | ربّما سيكونون قادرين على تسليط بعض الضوء على ما كان يُفكّر به قبل هروبه. |
Kuzey'den kaçmadan önce, 35. Oda'nın lideriymiş. | Open Subtitles | قبل هروبه من الشمال كان زعيم مجموعة الغرفة 35 |
Mahkumunuz kaçmadan birkaç saat önce, üç Amerikalı kiralık bir jetle San Carlos Havaalanı'na iniş yaptılar. | Open Subtitles | ثلاثة من الأمريكان هبطوا بطائرة مأجورة... في مطار "سان كارلوس". قبل ساعتين من هروب سجينك... |
Git, onlara söyle. kaçmadan önce onları almalarını söyle. | Open Subtitles | هيا، اخبرهم، اخبرهم أن يلحقوا بهم قبل أن يهربوا |
Kahramanımız, labirentten kaçmadan önce Minotaur ile yüzleşmeli. | Open Subtitles | و يجب أن يواجه بطلنا المينوتور قبل أن يفر من المتاهة |
Ya onu öldürüp kendi kaçmadan evvel cesetten kurtuldu ya da ondan bir şekilde kaçtı. | Open Subtitles | حسناً , إما أنه قتلها وتخلص من جسدها قبل أن يلوذ بالفرار بنفسه أَو أنها هربت منه بطريقةٍ ما |
Bu Hane'nin onuruna gölge düşürdü lakin Westeros'tan kaçmadan önce kılıcı bırakma lütfunu gösterdi. | Open Subtitles | ألصق بنا العار ولكنه كان كريماً حين ترك السيف قبل أن يفرّ من ويستروس |
Papa Clement, Roma'dan kaçmadan önce onu korumak için kutuya mühürlemiş. | Open Subtitles | الاب "كليمنت" اقفل الصندوق عندما هرب من "روما" ليحميه |