kağıt üzerinde güzel görünüyor, ama orada kabul görecek bir kağıt değil. | Open Subtitles | ، الآن، يبدو هذا جيداً على الورق لكن الأسطول هناك ليس ورقى |
Evet. kağıt üzerinde iyi durmuyordu, tamam ama işi polisler yüzünden bırakmadım. | Open Subtitles | أجل, مظهرها لم يكن جيداً على الورق لم أتوقف بسبب تحقيقات الشرطة |
Bak, üzücü olduğunu biliyorum, ama gerçekten sadece kağıt üzerinde evliyiz. | Open Subtitles | أعلم أنه أمرٌ مزعج لكن للأمانة ما زلنا متزوجين على الورق |
Peki, tahmin et Fergus'un sahibi kim, kağıt üzerinde olmasa da, gerçekte kim? | Open Subtitles | حسناً، خمّن من يملك الشركة، حقاً؟ ليس رسمياً ولا على الأوراق لكن في الحقيقة؟ |
Ve böyle bankaların sadece kağıt üzerinde olduklarını fark ettim. | Open Subtitles | ولاحظتُ أن هذه البنوك موجودة على الأوراق فقط |
"Başbakan'ın yetkisi altında" sözü sadece kâğıt üzerinde geçerlidir. | Open Subtitles | العمل تحت قيادة رئيس الوزراء مباشرةً هو مجرد كلامٍ على ورق. |
Şuna bak, kağıt üzerinde bir topak sakız. | Open Subtitles | انظر الى هذا قطعة علكة على قطعة ورق |
En büyük hatası, hayal ediyor olmasına karşın kağıt üzerinde çok az hesaplama yapıyor olmasıydı. | Open Subtitles | وخطأه الاكبر انه كان فقط يحلم , ولم يزن الامور علي الورق |
Tabi ki tüm sitelere girebilirsiniz. veya nerede ihtiyacınız olursa olsun her türlü işlemi kağıt üzerinde yapabilirsiniz. | TED | و بالإمكان القيام بأي عمل برمجي على ورقة في أي مكان تحب. |
kağıt üzerinde görünmeyen bir bağlantı var mı onu araştırın. | Open Subtitles | و تفقدا وجود شيء يربط بينهم غير موجود على الورق |
Ama Hindistan'ın sokakları epey tozludur, ve ne kadar çok toz havada uçuşursa, beyaz kağıt üzerinde neredeyse görebilirsiniz, ama yapışkan bir kısım da var, bir yapıştırmayı tersine çevrimişsiniz gibi. | TED | في الهند هناك الكثير من التراب في الشوارع, وكلما كثر الغبار وارتفع في الهواء كلما امكنك مشاهدة ما على الورق الابيض, يوجد هناك ذلك الجزء اللاصق كالذي تجده في الصقة المقلوبة. |
Buna rağmen eyalet bütçelerinin - en azından kağıt üzerinde - denk olduğu kavramı var. | TED | فوق كل شئ، أو على الورق على الأقل هناك هذه الفكرة بأن ميزانيات هذه الولاية متوازنة |
Bir özgeçmişe göz gezdirmek gibi, bu yüzden bu erkekler kağıt üzerinde harika görünüyor ama bana hiç uymuyorlar. | TED | إن الأمر يشبه مراجعة السيرة الذاتية، وهذا هو السبب في أن الرجال يبدون رائعين على الورق وهذا لا يتناسب معي إطلاقًا. |
"Belki şirketimiz yatırımcılara kağıt üzerinde daha değersiz görünüyor. ama eskisinden daha bile değerli olduğunu ben size söyleyebilirim. | TED | "ربما على الورق شركتنا لا تساوي شيئًا في سوق الأوراق المالية ، لكنني أستطيع أن أخبرك أنها تساوي الكثير. |
kağıt üzerinde benim olabilir ama tanrının gözünde Thomas Andrews' e ait. | Open Subtitles | ربما تكون لي على الورق . . لكن في نظر الإله تعود إلى توماس أندروز |
Böylece Müttefikler savaş meydanında yapamadıkları Almanya'nın koşulsuz teslim olmasını kağıt üzerinde başarma yoluna gittiler. | Open Subtitles | لذلك عرض الحلفاء أن ينجزوا على الورق ما حققته جيوشهم في الميدان الحصول على إستسلام ألمانيا الغير مشروط |
kağıt üzerinde, Van Lew yaşayan en riskli adamlardan biri. | Open Subtitles | على الورق فان لو أحد الكلاب الأشدّ خطرا على قيد الحياة |
kağıt üzerinde çok bir şey değilmiş gibi görünebilir... ama geliştirdiğim harika bir proje var. | Open Subtitles | لن تبدو كثيرة على الأوراق ولكن لدي مشروع كبير تحت العمل |
Önce sahte tıbbi şirketleren sahte satın alma istekleri yapıyoruz böylece kağıt üzerinde her şey yasal oluyor. | Open Subtitles | أولاً، نصدر أوامر شراء زائفة من الشركات الطبية ليكون كل شيء قانونياً على الأوراق |
- kağıt üzerinde öyle olabilir. - Anlasma üzerinde... | Open Subtitles | على الأوراق ربما ... عندما يقوم دببة المُعاهدة |
Kendimi kağıt üzerinde haklı çıkarmaya ihtiyacım yok benim. | Open Subtitles | لست بحاجة إلى أَن ابرر نفسي على الأوراق |
kâğıt üzerinde aşk diyebiliriz ama hiç yürütemiyor. | Open Subtitles | يبدو كحب على ورق لكنه لن ينجح أبدا |
Ve her şey, sessizce bir klarnet notası... ve kağıt üzerinde bir çizgi ile başlar. | Open Subtitles | "ويبدأ كل شيء بنوتة سريعة على "الكلارينيت وخط بسيط على قطعة ورق |
Çünkü kağıt üzerinde, gücün aktarılabileceğini fakat aktarılabilecek bu gücün çok fazla olmayacağını anlardı. | Open Subtitles | لانه علي الورق كان ليعلم انه يستطيع ان يبث قدر من الطاقه لكن ليس بالقدر الكافي |
Yakın zamanda, yaşayan bir hücreden hücresel düzeneği çıkarıp RNA sensörleriyle birlikte kağıt üzerinde dondurup kurutarak Ebola ve Zika için düşük maliyetli tanı sağlayabildik. | TED | حسناً، لقد تبين موخراً أنه يمكنك أخذ الجهاز الخلوي من خلية حية وتجمده بالهواء الجاف مع مستشعرات الحمض النووي الرنا على ورقة لوضع تشخيصٍ منخفض التكلفة لمرضي الإيبولا وزيكا. |