Belli bir miktar müzakereden sonra, kabul ettiler. | TED | هكذا بعد بعض المفاوضات، وافقوا على نشرها. |
Bana vurmamayı kabul ettiler ben de bulaşmamayı. | Open Subtitles | وافقوا على التوقف عن ضربي وأنا وعدت ألا أنزف على ملابسهم |
Basit ikramlarımızı kabul ettiler, fazlası yok. | Open Subtitles | لقد قبلوا عرضنا المتواضع للتحلية فقط، ولا شئ آخر |
-Üçümüz mü? -Onlar da kabul ettiler. | Open Subtitles | و قد وافقوا من هم نحن الثلاثة؟ |
Tatlım, gel buraya biraz. Tatlım, bak. Bin Amerikan doları ödemeyi kabul ettiler, tamam mı? | Open Subtitles | أنظري ياحلوتي، لقد وافقا على دفع ألف دولار أمريكي، أتفهمين؟ |
Düzen Efendileri pazarlık etmeyi kabul ettiler. | Open Subtitles | لقد وافق حكام النظام على المفاوضات |
Şimdi o ki, gitmeyi kabul ettiler artık düşmanım değiller. | Open Subtitles | وقد وافقوا على الرحيل لذا أنا لم أعد أطلق عليهم اسم أعداء الآن |
Gitmeyi kabul ettiler, o yüzden artık düşman değiller. | Open Subtitles | وقد وافقوا على الرحيل لذا أنا لم أعد أطلق عليهم اسم أعداء الآن |
- Ah. - Zaten yaptık. Seni bu göreve vermemizi kabul ettiler. | Open Subtitles | سبق أن فعلنا وقد وافقوا على إلحاقك بمهمتنا |
Evet, efendim. Şehri boşaltmayı kabul ettiler. | Open Subtitles | نعم ، لقد وافقوا على إخلاء المدينة و استدعاء الحرس القومى |
En sonunda Madronas'a 3 kişilik bir temsilci heyeti gönderip uygun bir tahliye yeri olup olmadığına karar vermeyi kabul ettiler. | Open Subtitles | حسنا، أخيرا وافقوا على إرسال وفد من ثلاثة أشخاص إلى مادروناس لتقييمه كموقع إخلاء. |
- Daire için yaptığımız teklifi kabul ettiler. | Open Subtitles | ولكن ماهي المناسبه؟ اوه لقد قبلوا طلبنا للشقة |
Onlar bu görüşmeyi kabul ettiler, yapacak bir şeyleri yok. | Open Subtitles | لقد قبلوا هذا الاجتماع، أيديهم مقيّدة. |
Fiyatı kabul ettiler mi? - Evet | Open Subtitles | لقد قبلوا السعر |
Papaz Dan, onun sevgilisi karısı Wendy ve üç güzel çocukları bizi katılmayı kabul ettiler. | Open Subtitles | الــقس "دان" زوجته الـرائعة "ويندي وأطفالهم الثلاثة الجميلون قد وافقوا جميعهم الأنضمام الـينا |
Yeni mekanlar açılmasını kabul ettiler. | Open Subtitles | قد وافقوا على إعادة فتح بعض الأماكن |
Bakan Jarvis ve CIA müdürü de bu operasyonun önceliğini kabul ettiler. | Open Subtitles | سكرتير البحرية جارفس، و مدير الاستخبارات المركزية كلاهما وافقا على ان تكون المهمة في الصدارة. |
Adama ve Roslin ağır önlemler almadan önce daha çok araştırma yapılması gerektiğini kabul ettiler. | Open Subtitles | لقد وافق (أداما) و (روزلين) على البحوث الأكثر أهمية قبل الإجراءات الصارمة السابقة |
Sadece zoraki de olsa İngiliz müttefikleriyle Roma yolunda buluşmayı kabul ettiler. | Open Subtitles | بكثير من الأمتعاض وافقوا أخيراً على الأنضمام (إلى حلفائهم البريطانيين لفتح طريق إلى (رومــا |
Mesajı alıp, kabul ettiler gelecekler.. ama 2 hafta sürecek | Open Subtitles | وصلتهم الرسالة وقبلوا وسيأتون ولكن ليس قبل أن تمر ثلاثة اسابيع |
Gelip yardım etmeyi kabul ettiler. | Open Subtitles | ووافقوا على القدوم وتقديم ما يستطيعون من مساعدة |
Hafta sonu için çocuklara bakmayı kabul ettiler. | Open Subtitles | حسناً، إنهما موافقان على أخذ الأطفال في عطلة نهاية الأسبوع |
Ve sonuç olarak-- bu küçük engeli aştıktan ve ikinci kez sınava girdikten sonra-- beni okula kabul ettiler. | TED | وكنتيجة لذلك -- بمجرد أن تغلبنا على العقبة الصغيرة، وأضطرينا لأن نختبر مرتين-- لقد قبلوني. وليس ذلك فقط -- |
Parthenon'da buluşmayı kabul ettiler. | Open Subtitles | لقد وافقوا علي المُقابلة. في ال(بارثينون). |
- Ricky? - Burssuz olarak kabul ettiler demek. | Open Subtitles | إذا ، لقد حصلت على قبول ولكنليسفىالمنحة! |
Hatalarını kabul ettiler, şimdi olmaları gereken yerdeler. | Open Subtitles | قد إعترفوا بأخطائهم و الآن هم حيثم يُريدون |
Neredeyse tüm eyaletlerden birçok devlet adamıyla sözlü anlaşmaya vardık, ve onlar da, Circle hesabının oy kaydı için otomatik bir yol olması konusundaki yasayı sunmayı kabul ettiler. | Open Subtitles | لدينا إلتزام شفهي من الحكّام في كل مدينة أنهم وافقوا أن يحصلوا على تصريح يجعل |