Kacee'nin durumu artık ciddileşiyor, kaçak bir mahkuma yardım etmekten suçlanacak. | Open Subtitles | لقد دخلت (كيسي) إلى النظام الآن "بتهمة : "مساعدة سجين هارب |
Kacee yi tekrar tutuklatmam gerekecek, ve Dede nin saglik islerinin durdurmam, ve kendimden nefret etmem, ve bu beni deli ediyor, fakat yemin ederimki | Open Subtitles | و ان لم تفعل، سأتسبّب في اعتقال (كيسي) مجدّدا (و سأوقف العناية الطبيّة لـ(ديدي و سأكره نفسي و سأمرض |
Kacee yi serbest bıraktırdım,Dede ye tıbbi müdahale yaptırdım, | Open Subtitles | (انا من أطلق سراح (كيسي (و أنا الذي منحت الرعاية الطبية لـ (ديدي |
Evet, biliyorum dostum. Biliyorum. Kacee'yi ne kadar sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | اسمع ، أعرف انك تحب (كايسي) و لكن لا أعرف لو كان من الصواب ان تقوم بالذهاب إليها |
Bak şimdi, senden Kacee'ye, bütün suçu bana atmasını söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تخبر (كايسي) ، أن تضع اللوم كله علي ، مفهوم؟ |
Kacee çıkar çıkmaz ona şu mesajı iletmeni istiyorum. | Open Subtitles | عندما تخرج (كايسي) ، بلغها هذه الرسالة مني |
Eğer yapmazsan Kacee'yi yeniden tutuklatırım, ve Dede'nin tıbbi bakımını durdururum ve kendimden nefret ederim. | Open Subtitles | لكنني أريدك أن تفعل ذلك ، و إن لم تفعل فسأعتقل (كيسي) مجدداً |
Kacee, kaçman gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | كيسي) ، قالت أن عليك الهرب) |
Ben, Kacee ve Dede yeniden bir aile gibi olabiliriz. | Open Subtitles | أتعلم أنا و (كايسي) و (ديدي) يمكننا أن نصبح أسرةً من جديد |
Hayır, Kacee'ye yalan söylemenden bahsediyorum. | Open Subtitles | (لا، أقصد بشأن الكذب على (كايسي |
Hayır. Kacee, kaçman gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لا ، (كايسي) ، قالت أنه يجب عليك الهرب |
Kacee'nin durumu nedir? | Open Subtitles | أنت.. مالذي حدث مع (كايسي)؟ |