Bebeğini besleyen şu kadına bir bak pis, iğrenç, bir kafe köşesinde. | Open Subtitles | انظر إلى هذه المرأة التي تطعم طفلها، بهذا اللحم الدهني الرخيص المقرف |
Ve hala bu kadına borçlandığı borçla kıyaslandığında seninkiler hiçbir şey. | Open Subtitles | ومع ذلك لا شيء مقارن بالدين الذي تستحقه منك هذه المرأة |
2012 yılında siyahi bir kadın doğum sırasında beyaz bir kadına göre 10 kat fazla ölme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. | TED | امرأة ذات بشرة سوداء في سنة 2012 واجهت خطر الوفاة أكثر من 10 مرّات عند الولادة مقارنة بامرأة ذات بشرة بيضاء. |
Hayatımda hiç, şu eski gitar kadar güvenebileceğim bir kadına rastlamadım. | Open Subtitles | إننى لم أرى امرأة أبداً يمكننى الوثوق بها مثل هذا الجيتار |
Sonunda, umutsuzluk içinde yaşlı bilge bir kadına danışmaya giderler. | TED | في النهاية ..بعد ان فشلت المفاوضات قرروا استشارة إمرأة عجوز |
Bunun için buradaki her kadına işkence etmem gerekse bile yaparım. | Open Subtitles | حتى لو أضطرني ذلك لتعذيب جميع النساء الموجودات هنا سأقوم بذلك |
Olmasaydı hepimizin aç kalacağı kadına ve yokluğunda hayatımın tam olmayacağı kadına. | Open Subtitles | إلى المرأة التي لولاها لكنا جائعين ومن دونها حياتي لن تكون متكاملة |
Açıklayayım, çocuklara baksın diye, bu kadına para mı veriyorsunuz? | Open Subtitles | دعونى أفهم ذلك أنتم تدفعون لهذه المرأة لتجلس مع الأطفال؟ |
Çocuğu doğuracak kadına yardım için giderse, asla "The Tonight Show"a yetişemem. | Open Subtitles | سوف يساعد تلك المرأة فى انجاب طفلها لن اذهب ابدا الى البرنامج |
Yani, çalıntı arabanla, o kadına yanlışlıkla çarptığın yerin birkaç kilometre yakınında. | Open Subtitles | على بعد ميل و اثنين من مكان اصطدامك بهذه المرأة بسيارتك المسروقة |
Cadılar Bayramı partisine gitmiştik. O da o kadına takılmıştı. | Open Subtitles | ذهبنا الى حفلة عيد القديسين و تعرف على تلك المرأة |
Haksızsa, ölmekte olan bir kadına birkaç gün daha ümit verdim. | Open Subtitles | و إن كان مخطئاً فقد أعطيت امرأة تحتضر يومين من الأمل |
Hatalı bir şey yapmadığında asla bir kadına kötü davranmaz. | Open Subtitles | لا يسيء معاملة امرأة أبدا إلا اذا قامت بشيء خطأ |
Senin başka bir kadına dokunman fikri Tanrım, sadece düşüncesi bile çok hoş. | Open Subtitles | مجرد فكرة رؤيتك تلمسين امرأة آخرى.. يا إلهي, مجرد التفكير فى ذلك يُثيرني |
Bir kadına tecavüz eden tek kollu birinin yakalandığını bir yerde okumuştur. | Open Subtitles | قرأ في مكان ما، أنك أعتقلت رجل أكتع بتهمة الأعتداء على إمرأة. |
Hiç seni fırlatıp aklını... yerinden çıkartan bir kadına sahip oldun mu? | Open Subtitles | لو كان عندك إمرأة ترميك أرضا وتلف دماغك للغايه فماذا تفعل ؟ |
Ama almak için, bir kadına imzalatmaları gerekiyordu. | TED | لكن للحصول عليه يجب عليهم توقيعه من احدى النساء |
Doğruyu söylemekten, bu kadına olan duygularınızdan dolayı mı kaçındınız? | Open Subtitles | هل تحاشيت قول الحقيقة بسبب مشاعرك تجاه هذه السيدة ؟ |
Bir adam bir kadına ona kur yapmadan çekici olduğunu söyleyemez mi? | Open Subtitles | ألا يمكن للرجل أن يقول للمرأة عن جمالها دون أن يكون غزلاً؟ |
Özür dilerim, bak sadece seninle kadın kadına konuşmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | آسفة , انني أحاول ان اكلمك فقط , امرأة لامرأة |
Kendinden utanmalısın. - Böyle bir kadına bunları yapmak mı? | Open Subtitles | لكنك تماديت يجدر أن تخجل من نفسك هي سيدة لطيفة |
Zambaklar fazla feminen. Bir kadına alınacak türde bir çiçek. | Open Subtitles | لكن زهور الزنبق، إنها أنثوية من النوع الذي تقدّمه لإمرأة |
Ve bu yalnız, genç kadına destek olabilmem için bana güç ver. | Open Subtitles | وأيضا أعطنى المقدره أن أكون الداعم لهذه المرأه الوحيده |
Acaba bebekli kadına ne oldu? | Open Subtitles | ما الذي حدث إلى الإمرأة مع الطفل الرضيع؟ |
Daha önce hiç bir kadına ateş etmedim, değil mi, Frank? | Open Subtitles | انا لم اطلق على امرأه من قبل, هل قمت بذلك, "فرانك"؟ |
Yani açıkça, kıyafetleri bir çok farklı kadına ödünç verilmişti. | TED | وهو واضح جداً بأن ملابسها كانت تستعار من قبل نساء متعددات |
Senin gibi bir kadına ihtiyacım var bana ihtiyacım olanı vermeye niyetli birine. | Open Subtitles | لكن بالنسبة لي فالألم يرضي رغباتي. أحتاج لأمرأة مثلكِ والتي آمل أن تمنحني. |