Sanırım, kadınların ve erkeklerin bu olaya, bakış açısındaki temel farklılıkları bu vurgular. | Open Subtitles | أظن أن هذا فعلًا يوضِّح الفرق الأساسي في طريقة .نظر الرجال والنساء للمشكلة |
kadınların ve erkeklerin beden olumlayan bir çevre yaratması oldukça önemli. | TED | من المهم أن يقوم الرجال والنساء بخلق بيئة إيجابية للجسم. |
Şimdi de kadınların ve erkeklerin eşit olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | الآن يقول إنه ليس ثمة مساواة بين الرجال والنساء |
Bu görüntü kadınlar tarafından başlatılmış bir devrimi gösteriyor. kadınların ve erkeklerin karma bir protesto sürdüklerini görüyoruz. | TED | هذه الصورة تظهر جانباً من جوانب الثورة والتي بدأت بنسوة وهي تظهر النساء والرجال سوية يقودون ثورة مختلطة |
İyi de mükemmel yeni dünyanda hiç baron olmadığını yalnızca özgür kadınların ve erkeklerin olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | حسنًا، ظننتُ أنّه لن يكون هُناك نُبلاء في عالمكِ المثالي الجديد رجال ونساء أحرار فحسب |
Ancak itiraf etmeliyim ki kadınların ve erkeklerin bu arkadaşlık halleri benim zamanımda pek yaşanmazdı. | Open Subtitles | ولكن يجب ان اعترف مفهوم كَون الرجال والنساء اصدقاء كان نوعاً ما غريب في ايامي. |
Şimdi kadınlar rutin olarak klinik araştırmalara dahil ediliyor ve artık biliyoruz ki kadınların ve erkeklerin hastalık deneyimleri bir çok açıdan önemli farklılıklar barındırıyor. | TED | فالنساء الآن يتم إدراجهم بشكل دوري في الدراسات الاكلينكية، وصرنا نعرف أن هناك اختلافات أساسية في الطرق التي يشعر بها الرجال والنساء بالمرض. |
Psikologlar kadınların ve erkeklerin duygu durumlarının farklı olduğunu biliyor. | TED | يعرف علماء النفس أن امزجة الرجال والنساء متشابهين أكثر من كونهم مختلفين . |
Yani kadınların ve erkeklerin aynı olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | -هل تعني أن الرجال والنساء متماثلون؟ |
Yani kadınların ve erkeklerin nasıl şişmanladığı bilinen gerçeğinden dolayı. | TED | وبسبب المعلومات المتداولة عن كيف يتعرض النساء والرجال للبدانة |
Özgür kadınların ve erkeklerin olduğu yere. | Open Subtitles | بلاد الأحرار، رجال ونساء |