Bilgiler o kadar eski ki, bilgisayar üzerinde bile kayıt edilmemişler. | Open Subtitles | هذه المادة قديم جدا بحيث لا يبقون حتى هو مدونا على الحاسوب لكن ألفريد فيليج... |
Fotoğraf o kadar eski ki, plajlar hâlâ haremlik selamlık. | Open Subtitles | تلك الصورة قديمة جداً حتى أن الشواطئ ما تزال معزولة |
Zaman kadar eski bir öykü, Şiir kadar eski bir şarkı, | Open Subtitles | قصّة قديمة كدهر أغنية قديمة كقافية |
Bu şey bile elektronik ayak izi bırakmayacak kadar eski. | Open Subtitles | أشياء قديمة لدرجة أنها لن تترك أثر إلكتروني |
Onun anahtarı açması gerekiyor. Ama otel o kadar eski ki, aletlerin yarısı çalışmıyor. | Open Subtitles | هذا الفندق قديم للغاية بحيث نصف الأشياء التي توجد هنا لا تشتغل |
Fakat bu çok eski bir hikaye! Yıldızlarla dolu bir gece kadar eski! | Open Subtitles | ولكن هذه قصة قديمة جدا ققدم الليل الملئ بالنجوم |
- O kadar eski kayıtları ellerinde tutmuyorlar. | Open Subtitles | المستشفى لا تبقى تسجيل لحالات بهذا القدم حسب ما عرفت |
Kendi viskisini isteyecek kadar eski viskileri seviyorum. | Open Subtitles | احب السكوتش القديم جدا |
Ne var ki, bilimin ölümü tedavi edebileceği fikri, medeniyet kadar eski olan sihirli iksir hikayesinin bir başka bölümü sadece... | TED | لكن فكرة أن بمقدور العلم أن يعالج الموت ليست إلاَّ فصل آخر في قصة الإكسير السحري قصة قديمة بقدم الحضارة |
Sahip olduklarınız için çok çalışmadığınızı ima etmiyorum ama şu anda burada bazı o kadar eski paralar var ki, bunların kökenlerini saptayabilecek bir karbon testi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | انا لااعني انكم لم تعملوا بجد مقابل ماحصلتم عليه ولكن هناك بعض المال هنا وهو قديم جدا لااعتقد ان هناك اختبار مواعدة كربوني للتحقق من اصله |
- Cidden mi? - Bu şey o kadar eski ki. | Open Subtitles | - هذا الشئ قديم جدا - |
Etkisiz hale getirilmemiş olsalar bile bombalar o kadar eski ki, tehlikeleri geçmiştir. | Open Subtitles | وحتى لو غير معطلة، فهذه القنابل قديمة جداً وليست خطرة بعد الآن |
Yeni değildi ama o kadar eski de değildi. | Open Subtitles | ولم تكن جديدة ، إنها ليست قديمة جداً |
Zaman kadar eski bir öykü, | Open Subtitles | قصّة قديمة كدهر أغنية قديمة كقافية |
Zaman kadar eski bir öykü, | Open Subtitles | قصّة قديمة كدهر أغنية قديمة كقافية |
İnanılmayacak kadar eski. | Open Subtitles | قديمة لدرجة مستحيلة |
Türlerimiz arasındaki kadar eski bir etkileşimdir. | Open Subtitles | وهذا يعتبر إتفاق قديم للغاية |
Burası çok güzel. Her şey o kadar eski ki. | Open Subtitles | هذا المكان جميل جدا كل الأشياء قديمة جدا |
Eğer bu kadar eski kayıtlara bakıyorsak o artık küçük bir kız değil ha | Open Subtitles | حسنا، هى لن تكون فتاة صغيرة بما اننا نبحث عن سجلات بهذا القدم |
Kendi viskisini isteyecek kadar eski viskileri seviyorum. | Open Subtitles | احب السكوتش القديم جدا |
Bazılarının taşlar kadar eski olduklarını söyledikleri bir takım hikâyeler var. | Open Subtitles | القصص قديمة البعض يقول أنها قديمة بقدم الاحجار نفسها |
Zaman kadar eski, benim gübre arkadaşım. | Open Subtitles | ثمّ ذهب خلف (فرانك) قصّة قديمة كقدم الزمن ، يا صديق السماد |