Bu kadar kısa sürede değişebileceğine inanmazdım. | Open Subtitles | أنا ما كنت سأعتقده محتمل في مثل هذا الوقت القصير. |
bu kadar kısa sürede böyle hüzünlü bir senaryo ve bir yıldız yarattın. | Open Subtitles | في وقت قصير حصلت على سيناريو حزين، وبطلة |
Bu kadar kısa sürede tekne ayarlamak çok zor oldu. | Open Subtitles | كان لدينا صعوبة تأمين قارب في مهلة قصيرة مثل هذه. |
Bu kadar kısa sürede çok büyük bir değişim. | TED | و هو مايعتبر تغيير كبير في فترة قصيرة من الوقت |
- Evet. Kusura bakma bu kadar kısa sürede ancak bunu buldum. | Open Subtitles | آسف، هو كلّ نحن يمكن أن نجد على مثل هذه المهلة القصيرة. |
Bu kadar kısa sürede bunu sipariş etmiş olamazsın. | Open Subtitles | فلا يمكنك أن تأتي بها في هذا الوقت القصير |
Bu kadar kısa sürede alabildiğim tek şey bir pasta ile kocaman bir pinyata oldu. | Open Subtitles | كل ما أستطعت الحصول عليه في هذا الوقت القصير هو الكعكة و بنياتا الطيز الكبيرة |
İp var desek bu kadar kısa sürede çekmesi imkânsız. | Open Subtitles | لا يمكنهم العبث بالأشرطة في هذا الوقت القصير. |
FBI müdürünü aradım ve seni bu kadar kısa sürede buraya yolladığı için teşekkür ettim. | Open Subtitles | سأقوم بالإتصال بمدير مكتب التحقيقات الفيدرالية لأشكره على إرسالك هنا في وقت قصير. |
Bu kadar kısa sürede, böylesi bir başarı elde etmen. | Open Subtitles | لقد حققت نجاح كبير جداً في وقت قصير جداً |
Selam, benimle bu kadar kısa sürede buluştuğun için sağ ol. | Open Subtitles | جورج هنا مرحباً مرحباً شكراً لمقابلتك لي في مهلة قصيرة |
Bu kadar kısa sürede buraya geldiğin için sana minnetarım ama bu işe girmeden önce sana bu tesisi iyice bir göstermek isterim. | Open Subtitles | اعتقد انك هنا منذ فترة قصيرة ولكنى اريدك ان تنظر الى الوسيلة قبل ان ندخل فى اى شىء |
Ama bu kadar kısa sürede çocuk bakıcısı bulamamış. Ben bakarım dedim. | Open Subtitles | لكن المهلة القصيرة تقصد بانها ليس لديها رعاية للطفل لذا قمت بالعرض |
Halil Paşa'nın desteği olmadan bu kadar kısa sürede böyle büyük bir orduyu toplaması mümkün değil. | Open Subtitles | بدون دعم (خليل باشا) فلا يمكنه حشد جيش ضخم فى فترة زمنية قصيرة. |
Bu kadar kısa sürede geldiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً على حضوركَ في فترة وجيزة مِن بعد الإتصال |
Bu kadar kısa sürede yapabileceğimin en iyisi. | Open Subtitles | هذا أفضل ما يمكننى ان اقدمة خلال مهلة قصير |
- Bu kadar kısa sürede tamamlamak zor olsa gerek. | Open Subtitles | لابد من أن الأمر صعب في مثل هذه الفترة القصيرة |
Bacaklarını kontrol etmeyi bu kadar kısa sürede başardı mı? | Open Subtitles | استطاعت السيطرة على تلك السيقان في هذه المدة القصيرة ؟ |
Mümkün olduğu kadar kısa sürede elektrikleri geri getireceğiz, millet. | Open Subtitles | ستعود الكهرباء للعمل بأقرب وقت ممكن |
Bana bu kadar kısa sürede zaman ayırdığın için teşekkür ederim. Elbette. | Open Subtitles | شكراً على مُقابلتي في إشعار قصير |
Bu kadar kısa sürede yapabileceğimin en iyisi bu. | Open Subtitles | هذا أفضل ما يمكنني تقديمه في هذه المهلة الصغيرة. |
Dash, bu kadar kısa sürede bunu ayarladığın için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً مجدداً لقيامك بهذا فى هذه المهله القصيره |
Ben de açıklanması gereken içtihatları dinleyeceğim. Buraya bu kadar kısa sürede gelmek çok garip. | Open Subtitles | و أنا سأستمع للقضايا السابقه الذكر غريب العوده بهذه السرعه |