- Bazı cevaplar alana kadar olmaz. - Ne yani, esirin miyim senin? | Open Subtitles | ـ ليس قبل أن احصل على بعض الإجابات ـ ماذا، هل أنا سجينك؟ |
- Ben kara kutuyu istiyorum. Ama aileni buradan çıkartana kadar olmaz. | Open Subtitles | أريد الصندوق الأسود، ولكن ليس قبل أن أُخرجكِ أنتِ وعائلتكِ من هنا |
Bırak beni. - Bunu halledene kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس قبل أن نستطيع تسوية هذا ماذا عن كل هذا الاهتمام بجنوب أمريكا ؟ |
-Albay'a söylemeliyiz. -Goa'uld olmadığından emin olana kadar olmaz. | Open Subtitles | يجب أن نخبر الكولونيل ليس حتى نتأكد أنه ليس جواؤلد |
Mükemmel olana kadar olmaz. Ama inan bana, sempatik oldu. | Open Subtitles | ليس حتى تكمل الرواية لكن أعدك أن تكون متعاطفة |
Bay Holmes, cesedi ...ipuçları için inceleyene kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس قبل ان يحظى السيد هولمز بفرصته ليفحص الجثة بحثا عن أدلة |
- Bak, bana neler olduğunu anlatana kadar olmaz. - Yeter, tamam mı? | Open Subtitles | إنظر , ليس قبل أن تخبرني ماذا يحدث - كفى , موافقة ؟ |
- Neden? - Birkaç şeyi anlayana kadar olmaz. - Ne gibi? | Open Subtitles | ـ ليس قبل أن تفهم بعض الأشياء ـ مثل ماذا؟ |
Bütün rehineler kurtarılana kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس قبل أن يخرج جميع الرهائن من هناك وهم بخير .. |
Elindekinin gerçekliğini kanıtlayana kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس قبل أن أتأكد أن ما تحمله حقيقي جاك .. |
Bu sabah bir araba çarptı kadar olmaz ve hastaneye koştu. | Open Subtitles | ليس قبل أن يصطدم بسيارة هذا الصباح . و يأخذوه إلى المشفى |
Birkaç kilo alana ve uzayana kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس قبل أن يزيد وزنك مئة باوند وتظهر لك خصيتين |
Yapamam. Ayağa kalkana kadar olmaz. | Open Subtitles | لا أستطيع ليس حتى أتمكن من الوقوف على اللوح |
Anlaşma tamamlanana kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس حتى من اغلاق صفقة، ولكن هنا صورة لها |
Bu karmaşadan kurtulana kadar olmaz, ama söyleyeceğim. | Open Subtitles | ليس حتى نتخلص من هذه الفوضى, و لكن نعم سأُخبره |
- O gece olanları anlatana kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس حتى تخبرني ما حدث في تلك الليلة. أنا سبق وقلت لك. |
Dinle, dilersen beni ta cehenneme kadar götürebilirsin ancak kızımın güvende olduğunu öğrenene kadar olmaz. | Open Subtitles | اسمع، أنت يمكنك أن تقودنى كل الطريق إلى الجحيم إذا كنت تريد ولكن ليس حتى أعلم أن ابنتي فى آمن. |
Gerçek yüzünü görene kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس قبل ان تتاح لك الفرصة لتحكم عليها بنفسك |
Bana olanlar hakkında daha çok şey öğrenene kadar olmaz. Onu korkutmak istemiyorum. | Open Subtitles | ليس قبلما أعلم المزيد عمّا جرى لي، فلا أريد أن أخيفها. |
Bağlayıcı büyüyü okuyana kadar olmaz. - Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | ليس إلا بعد أن ألقي التعويذة، أهذا واضح؟ |
Sen de aynı şekilde hissedene kadar olmaz. | Open Subtitles | ... ليس حتّى تشعُر أنت بِنفسِ ما أشعُرُ بِه |
Tabii, ama, şey, para alana kadar olmaz. | Open Subtitles | لدينا فرصة على موقع الانقاذ لبورتر. بالتأكيد ، ولكن ، آه ، لا حتى احصل على المال. |
Mikami-sensei'nin güvende olduğundan emin olana kadar olmaz. | Open Subtitles | لا ليس قبل أن نتأكد من سلامة المعلمة ميكامي |
Zarfları dolduracak parayı bulana kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس قبل حصولي على النقود لتغليفها |
Pastırma bandı yapılana kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس حتي يقوموا بتسوية أجري |
Benim durumumdan bahsetme. Ne olduğunu bulana kadar olmaz. | Open Subtitles | لا تخبريها عن ما حدث لى ليس بعد أن نعلم ماذا يعنى |
Beni arkadaşlarımızın yanına götürüp her şeyi yoluna kadar olmaz. | Open Subtitles | ليس قبل أنْ تعيدني إلى أصدقائنا وتسوّي المسألة كلّها |
Daha fazla rehine bırakmayana kadar olmaz. | Open Subtitles | لن أفعل حتى تطلق سراح المزيد من الرهائن |
Buraya psikiyatr çağırabilirim ama yarına kadar olmaz. | Open Subtitles | حسناً، يمكنني إحضار استشارة نفسيّة إلى هنا، لكن ليس قبل صباح الغد |