# Aşkım o kadar zor değil çırılçıplak şarkı söylemek. # | Open Subtitles | يا فتاة, الأمر ليس صعبا لأغنيها و أنا عارِ |
# Aşkım o kadar zor değil çırılçıplak şarkı söylemek. # | Open Subtitles | يا فتاة, الأمر ليس صعبا لأغنيها و أنا عارِ |
Düzgünce kaplandıktan sonra nakletmek o kadar zor değil. | Open Subtitles | وعندما يختم بالشكل صحيح ليس من الصعب التنقل |
Ayakkabımın nerede olduğunu söyleyebilirdi. O kadar zor değil. | Open Subtitles | كان بإمكانها أن تخبرني أين الحذاء الأمر ليس بتلك الصعوبة |
Söylenildiği kadar zor değil. | Open Subtitles | وهذا ليس صعباً كما قد يبدو |
O kadar zor değil. Sıradan bir yol gösterme büyüsü. Hem de çok dikkatliyim. | Open Subtitles | هذا ليس صعبا ، إنها مجرد تعويذة توجيه ، و أنا حذرة كفاية |
O kadar zor değil. Seninle konuştuğu zaman... ... cevapvermedenönce içinden üçe kadar say. | Open Subtitles | الأمر ليس بهذه الصعوبة عندما يتحدث إليك عدي للثلاثة ببالك قبل أن تجيبي |
Göründüğü kadar zor değil. | Open Subtitles | ليست الأمور بذلك السوء |
Ne olursa olsun, Nina. Annen ve baban uyuyana kadar bekle ve sıvış. O kadar zor değil. | Open Subtitles | لما لا تنتظري حتى ينام والداكِ ثم تتسللي إنها ليست بتلك الصعوبة |
# Aşkım o kadar zor değil çırılçıplak şarkı söylemek. # | Open Subtitles | يا فتاة, الأمر ليس صعبا لأغنيها و أنا عارِ |
# Aşkım o kadar zor değil çırılçıplak şarkı söylemek. # | Open Subtitles | يا فتاة, الأمر ليس صعبا لأغنيها و أنا عارِ |
# Aşkım o kadar zor değil. # | Open Subtitles | يا فتاة, الأمر ليس صعبا |
Düzgünce kaplandıktan sonra nakletmek o kadar zor değil. | Open Subtitles | وعندما يختم بالشكل صحيح ليس من الصعب التنقل |
Bir arabanın yakın gelecekte nerede olacağına ilişkin makul tahminler yapmak gerçekten de o kadar zor değil. | TED | ليس من الصعب حقا" القيام بتنبؤات معقولة حول الموضع الذي ستكون به السيارة في المستقبل القريب |
Bunu anlamak o kadar zor değil. | Open Subtitles | ليس من الصعب إدراك هذا أليس كذلك ؟ |
Peki, inek, keçi ya da koyun. O kadar zor değil. | Open Subtitles | حسنا، بقرة ،ماعز،أو خروف الأمر ليس بتلك الصعوبة |
Bas yalanı gitsin! O kadar zor değil. Şu anda yalan bir mesaj yazıyorum mesela. | Open Subtitles | فقط اكذبي إن الأمر ليس بتلك الصعوبة أنا أقوم بإرسال رسالة كاذبة الآن |
O kadar zor değil. Otobüsle metroya gidiliyor. | Open Subtitles | انه ليس بتلك الصعوبة انا اخذ الحافلة الى القطار |
Sandığın kadar zor değil. | Open Subtitles | هذا ليس صعباً كما تعتقد |
- Ama sadece o değil. - O kadar zor değil. | Open Subtitles | لكنه ليس هذا فقط الامر ليس بهذه الصعوبة |
Göründüğü kadar zor değil. | Open Subtitles | ليست الأمور بذلك السوء |
O kadar zor değil, üç tane yetiştirdim ben. - Sahi mi? | Open Subtitles | ليست بتلك الصعوبة فلقد قمت بتربية ثلاثه |