| Beynin kendine güvenli ol diyecektir ama kafandaki sese kulak asma. | Open Subtitles | عقلك سيوحي لك أن تكون خجولاً لكن تجاهل صوت رأسك فحسب |
| Ve kafandaki şu şapkayla seni ciddiye almam mümkün değil. | Open Subtitles | ولا يمكنني أن آخذك بجدية بوجود هذا الشيء على رأسك. |
| kafandaki sesim içindeki Karanlık Olan'ın güçleriyim bütün Karanlık Olanlar'ın içinde. | Open Subtitles | أنا الصوت في رأسك قدرات القاتم بداخلك وفي داخل جميع القاتمين |
| Tatlım, kafandaki sesler yerine kalbini dinlemelisin dayının bir Aralık sabahı yaptığı gibi değil. | Open Subtitles | عزيزي ، يجب أن تستمع لقلبك وليس الصوت الذي برأسك مثلما فعل أحد خوالك ذات شهر فظيع |
| kafandaki saatli bombanın yanında hasta tedavi edeceksem bilmem gerek! | Open Subtitles | أريد ان أعرف إن كنت أساعدكِ على علاج المرضى وبداخل رأسكِ قنبلة |
| kafandaki o mor posttan tutup seni tecrite götürdüğümde hapishane somunu yiyeceksin sen. | Open Subtitles | سوف تأكلون رغيف السجن عندما أرميك إلى جمعية الأستكشاف بواسطه القطعه البنفسجيه التي على راسك |
| Sana kalan kafandaki koca siyah delik. Beş para etmezsin! | Open Subtitles | .الميراث الوحيد هو الفتحة الكبيرة السوداء فى رأسك انت بلا قيمة |
| Bence asıl şu kafandaki şişlik nasıl oldu, ondan bahsedelim. | Open Subtitles | لنتحدث عن كيفية تلقيك هذه الصدمة في رأسك |
| kafandaki Jolinar olayının, başına gelen en kötü şeylerden biri olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن وجود جولنار فى رأسك كان من أسوأ ما مررت به |
| — Sadece ümit edebiliriz. Sanırım kafandaki çantayı çıkarmadığın sürece daha iyi olacağız. | Open Subtitles | آمل ذلك، أفترض أنّ علاقتنا جيّدة ما دمت تُبقي الكيس على رأسك |
| Şimdi, yavaşca yürü. kafandaki Harry Potter'in yeni kitabı. | Open Subtitles | .الآن , أمشي باتزان لديكي كتاب هاري بوتر الجديد فوق رأسك |
| - kafandaki bu sesler, hiçbiri senin hayal gücün değil. | Open Subtitles | هذه الأصوات تحدث في رأسك فعلاً وليست خيالاً |
| Arabalar kaybolmaz Evan. kafandaki film eksik, hepsi bu. | Open Subtitles | السيارة لا تختفي إيفان الفيلم في رأسك مشوه فقط |
| kafandaki o aptal amblemi yıkadığına çok memnunum. | Open Subtitles | أنا سعيدة جداً لأنك أزلت ذلك الشعار الغبي من رأسك |
| kafandaki sesleri susturabileceğin, seni sakinleştirecek bir şeyler var mıdır? | Open Subtitles | ايوجد شيئ يمكنك ان تفكري به يهدئ هذه الاصوات التي بداخل رأسك ؟ |
| Bak, bence kafandaki kesiğe birinin bakması lazım. | Open Subtitles | أظن أنه يشدر بك أن تتفحصي الجرح الذي برأسك. |
| Şu kafandaki sabit fikir var ya; yok et onu. | Open Subtitles | حسناً, عليك التوقف عن ذلك الأعتقاد الذي برأسك |
| kafandaki yaranın izi kalacak diyor. | Open Subtitles | إنّه يقول بأنّ الجُرح الذي برأسك سوف يترك ندبة |
| kafandaki şeyleri, benim hatıramı, seni bulmak için kullanabilirler. | Open Subtitles | ،تلك الأشياء في رأسكِ وصورتي لديكِ يمكن أن يستخدموها لإيجادكِ |
| Şu güzel kafandaki şeylerin çok azını bilebilseydim. | Open Subtitles | لو إني كنتُ أعرف ماذا كان يجري في رأسكِ الصغير |
| Zorundasın. kafandaki kayıdı değiştir. | Open Subtitles | لا بد أن تفعلي غيري الاسطوانة التي تدور في راسك |
| Sıkı dostun Cass kafandaki cehennem duvarını kaldırdı ve senin bu acınası zihnin parçalara bölündü. | Open Subtitles | صديقك الحميم (كاس) هدم الجدار الفاصل عن ذكريات الجحيم وأنت أيها الطفل المسكين، قد تمزقت إلى قطع |