Ve O soruları da cevaplayacak durumda değil, kafası karışık.. | Open Subtitles | وهي مشوشة تماما في الاجابة على اية اسئلة حيال ذلك |
Elektroşok tedavisi başladı. Hastanın kafası karışık. Kavrayış ve muhakeme yeteneği yok. | Open Subtitles | صدمة كهربية ، بداية العلاج المريضة مشوشة و مرتبكة و تفتقر إلى المعرفة و الحكم |
eski hayatını unutmak istediği için ağustos böceklerini incelemeye gitmek isteyen kafası karışık ve sorunlu adamın özür durumu | Open Subtitles | - عُذر لرجل مشوش و مضطرب يريد ان ينسى حياته الحقيقية ليذهب و يدرس حشرات ازيز الحصاد بدلا منها |
Ben ne olduğumdan eminim. kafası karışık olan sensin. | Open Subtitles | أنا أدركُ تماماً ما مهيتي أنتَ الذي مشوّش الذهن |
O sadece tepemize düşen kafası karışık bir kadın. | Open Subtitles | إنها امرأة مضطربة بالفعل , وقعت في أحضاننا |
Uzun süre kafam karışıktı ama artık değil bu yüzden kafası karışık ya da biseksüel biriyle zaman harcamayı istemiyorum. | Open Subtitles | بقيت حائراً لوقت طويل ولم أعد هكذا الآن ولا أريد أن أبقى مع شخص حائر أو ثنائي الجنس |
Birçok kişinin kafası karışık, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم إن الكثير من الناس مرتبك |
Bu öğleden sonra işe gelmeyi düşünüyordum, ama kafası karışık gibiydi, iyi görünmüyordu, içim rahat etmedi. | Open Subtitles | كنت أخطط للمجيء هذه الظهيرة لكنني سأبدو مشوشة أنا غير مرتاحة |
Cedric öldüğü için üzgün Harry'den hoşlandığı için kafası karışık, onu öptüğü için suçlu hissediyor. | Open Subtitles | حسناً، إنها تشعر بالحزن تجاه سيدريك وهي مشوشة تجاه هاري وتشعر بالذنب لأنها قبلته |
kafası karışık bir enkaz olduğunu kabul ettiğin anda, elbette. | Open Subtitles | حالما تعترف أنك في حالة فوضى مشوشة, بالطبع |
Çok iyi bir hanımefendi ama kafası karışık ve aşırı inatçı. | Open Subtitles | تقومين برعايتها في دار المسنين ؟ انها سيده لطيفه , لكنها مشوشة و عنيده جدا |
Bak, kafası karışık veya stresli olabilir. | Open Subtitles | حسناً اسمع، ربما هي مشوشة او ربما متوترة |
Büyük olasılıkla, kafası karışık, tereddütlü, kendine güvensiz gibi şeyler içermeyecektir. | Open Subtitles | , انها ربما لم تتضمن , مشوش التفكير , متردد . فاقد للثقة بالنفس |
kafası karışık ve hâlâ dünyayı kurtarmak zorunda. | Open Subtitles | إنه مشوش الفكر و مازال عليه أن ينقذ العالم |
Bay ordu adamı, bayan ordu kişisi, biraz kafası karışık da. | Open Subtitles | سيد الجيش,سيدة الجيش هو مشوش قليلا |
Az gelişmiş bir ülkeden gelen fakir, kafası karışık bir çocuk o. | Open Subtitles | هي a طفل مشوّش فقير مِنْ بلادِ متخلّفةِ. |
Führer'in kafası karışık. Kendine gelecektir. | Open Subtitles | الفوهرر مشوّش الذهن لكنه سيتعافى |
Cinsel açıdan kafası karışık, katolik kızın bu kadar sıkıcı olacağını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أظن قطّ أن سيرة حياة فتاة كاثوليكيّة مضطربة جنسيًّا قد تكون بهذا التقشّف. |
Belki de karşımızda sadece kafası karışık genç bir kız var. | Open Subtitles | كل ما لدينا هو فتاة صغيرة مضطربة جداً |
Bana ne yapıyorsunuz? Deneğin kafası karışık ama hâlâ kendinde. Kişiliği yerinde gibi görünüyor. | Open Subtitles | المشروع حائر وقلق على نفسه، وشخصيّته ما تزال على سجيّتها. |
- Gördün mü, kafası karışık değil. | Open Subtitles | رأيتي, انه ليس مرتبك. |
Amerika'daki her yeniyetme kızın ve cinsel açıdan kafası karışık her erkeğin fantazisi olacaksın. | Open Subtitles | أنت ذاهب ليكون الخيال من كل فتاة في سن المراهقة... وصبي الخلط جنسيا في أمريكا. |
- Öfkeli ve kafası karışık biri ve açıkçası benim de kafam karıştı. | Open Subtitles | شخص ما غاضب ومشوش وبصراحة جعلني مشوشة |
kafası karışık ve nedense, bilmiyorum... ya istemiyor ya da korkuyor - | Open Subtitles | إنه مشتت بسبب ما لا اعلم... إنه لا يعلم ولا يريد أنه خائف من ذلك |
Bak! Sen, kafası karışık ve zor bir insansın. | Open Subtitles | أسمع أنت معقد ومرتبك |
Hayır, kafası karışık zayıf ve senin o hastalıklı zevkin için kullandığın bir körpecikti. | Open Subtitles | كلا، بل كانت فتاة ضعيفة ومشوشة والتي قمت بالتلاعب بها لأجلِ متعك المريضة. |