Erin'ın dükkanı kapattığını sanıyordun ama kahve içen bir çocuk vardı. | Open Subtitles | اعتقدت أن أغلقت المكان لكن كان هناك فتى يشرب القهوة |
Eminim bir yerlerde kahve içen bir at vardır. | Open Subtitles | أراهن أنه هناك في مكان ما حصان يشرب القهوة |
Mesela, trafikte söylendiğim gibi. Arabasını kullanan, kahve içen, mail atan ve notlar tutan insanlara söylendiğim gibi. O zaman belirir insanlığım. | TED | عادة، هذا يحدث وأنا عالق في زحمة السيارات، وأسب الشخص الذي يحاول القيادة وهو يشرب القهوة ويرسل الإيميلات، ويسجل الملاحظات. |