- Bir fincan kahveye hayır demezdim. - Hemen şuradasın zaten! | Open Subtitles | ـ حسناً ، لن ارفض كوباً من القهوة ـ أنت هناك |
Biliyorum ki hepiniz yerbilimci değilsiniz. O yüzden size şu şekilde anlatayım: Herkes kahveye bayılır. | TED | أدركُ الآن ليس جميعكم علماء جيولوجيا حرارية، لذلك، وللتعبير عنها بمصطلحات يومية: الجميع فيكم يحب القهوة. |
Gölgede yetişmiş kahveye yatırım yaparsanız, daha az tatlı püre alır mısınız, ya da kahveyi içmek yerine? | TED | هل ستحصل على حساء غير لذيذ اذا استثمرت في زراعة القهوة بدلاً من شربها؟ |
Yemek de içkiye İçki de tekrar kahveye... | Open Subtitles | وبعد ذلك تَحوّلتْ مشروباتُ إليها، حَسناً، قهوة ثانيةً. |
Bugün süper boyda kahve günü. Damardan kahveye ihtiyacım var. | Open Subtitles | هذا صباح قهوة طائرة الجمبو أنا أريد القهوة في الوعاء الكبير |
KIM Hong-ryuk... kahveye zehir kattı. | Open Subtitles | لسيد غيم هونغ ريوك يريد ان يضيف السم للقهوة |
kahveye ilaç karıştırırken termosun üzerinde iz bırakmış olabilir. | Open Subtitles | ربما أهمل مسألة البصمات وتركها على قارورة الحافظة حينما سمم القهوة |
Belki de kahveye hiç ihtiyacım yoktur. | Open Subtitles | لقد سعيت للحصول على القهوة العادية لعدة أيام. ثم مرة أخرى، ربما لا حاجة لي القهوة. |
Beni bir kaç kez kahveye çağırdı. Ben de onu yemeğe çağırayım dedim. | Open Subtitles | لقد دعتني لشرب القهوة وانا اريد دعوتها للعشاء |
Düşünüyordum da, işten sonra bir kahveye ne dersin? | Open Subtitles | كنت أتساءل إذا كان بإمكاننا أن نتناول كوباً من القهوة بعد العمل؟ |
Belkide bir kahveye çağırıp, olayları bir de öbür taraftan dinlemesini sağlayabiliriz. | Open Subtitles | لربما يجدر بنا دعوتها إلى هنا لاحتساء القهوة ونشرح لها جانبنا من القضية |
Faşistler verdi.. En azından kahveye benziyor | Open Subtitles | الفاشي أعطاه لنا على الأقل يبدو مثل القهوة |
kahveye ihtiyacım yok. Gece iki saatten fazla uyumalıyım | Open Subtitles | لا أحتاج الى القهوة , بل أحتاج الى اكثر من ساعتين من النوم |
Bir kurabiye yiyordu. Kurabiyeyi kahveye batırdı ve yedi. | Open Subtitles | كانت ترتدي منامة، و تتناول الفطور كانت تغمس البسكوت في القهوة و تأكله |
kahveye ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا حتى لا يمكنني أن ألقى نظر خاطفة صغيرة أحتاج قهوة |
Hey, Morris, bir kahveye ve kafede bir şeyler atıştırmaya ne dersin? | Open Subtitles | مرحبا , موريس , مارأيك في قهوة و وجبة خفيفة نأكلها في المقهى ؟ |
Ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa neye olursa olsun muhabbete, kahveye veya aleti büyük bir erkeğe ara beni, tamam mı? | Open Subtitles | إن اردتي أي شيء بأي وقت حسناً ؟ أي شيء ,محادثة , قهوة |
Tahminen 3 dakika kahveye, 6 dakika da tuvalet yolcuğuna ekle. | Open Subtitles | 30 صباحاً لامع، هاا. وضيفي تقريباً ثلاث دقائق للقهوة |
-Galiba kahveye geçeceğim. -Kahve sevmediğini sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقد اننى سابدل للقهوة القهوة اعتقد انك لا تحبيها؟ |
kahveye ihtiyacımız olacak. Koyu. Düşmanımız uyuyor. | Open Subtitles | وسنحتاج إلى القهوه , سوداء , والنعاس هو عدونا. |
Şimdi kahveye ihtiyacım var. | Open Subtitles | حسناً، الآن أَحتاجُ بَعْض القهوةِ |
Filme yetişemeyiz bundan sonra, onun yerine kahveye ne dersin? | Open Subtitles | لن نستطيع اللحاق على الفلم ما رأيك بالقهوة اذا ؟ |
Benim de zaten kahveye ihtiyacım var. | Open Subtitles | بالتأكيد , أنا أحتاج الى قهوه على أيه حال |
- Bir fincan kahveye vaktin var mı? - Seve seve. | Open Subtitles | إلديك مُتسع من الوقت لشرب فنجان من القهوة ؟ |
Çok güçlü bir şey elimizdeki kahveye en yakın şey. | Open Subtitles | إنه نوع قوى حقاً أقرب شىء للقهوه التى كانت لدينا |