| Aramızda güzel bir şey vardı. Gerçek ve Kalıcı bir şey. | Open Subtitles | لدينا شيء رائع, لدينا شيء حقيقي , لدينا شيء دائم |
| Bu parayla Kalıcı bir şey kurabilirsin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتحرّكَ شيء دائم بهذا. |
| Geleneksel ve Kalıcı bir şey düşünüyorum. | Open Subtitles | كنت افكر فى شيئ تقليدى شيء دائم |
| Mary'nin programlanması Kalıcı bir şey. | Open Subtitles | التلاعب بدماغ (ماري)... أمر دائم |
| Dövme Kalıcı bir şey; bu geçici bir moda trendi değil. | Open Subtitles | هذا شيء دائم ليس إتجاه موضة مؤقت |
| Ama Kalıcı bir şey değil. | Open Subtitles | ولكن لا شيء دائم |
| - Bu küslük Kalıcı bir şey mi... | Open Subtitles | - هل هذا شيء دائم |
| Kalıcı bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء دائم. |