Sanırım cevap, bu eski kilisenin... kalıntılarında bir yerlerde olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أن الإجابة قد تكون في مكانٍ ما، في أنقاض هذه الكنيسة العتيقة. |
Cevap bu kilisenin kalıntılarında olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أن الإجابة قد تكون في مكانٍ ما، في أنقاض هذه الكنيسة العتيقة. |
Bitmeyen savaşlarla yaralanan insanlık, eski dünyanın kalıntılarında yaşam savaşı veriyor. | Open Subtitles | وإشتعلت حروبٌ لا نهاية لها والإنسانية تناضل من أجل البقاء على قيد الحياة في أنقاض العالم القديم |
Dişi kalıntılarında, ekstra ağız sapı, bir erkek dirsek kemiği ve bir pazı kemiği buldum. | Open Subtitles | لقد وجدتُ نصاب القص وزند وعضد لذكر في صندوق لبقايا أنثى |
45 dakika önce, biyolojik silah laboratuvarının kalıntılarında bulunmuş. | Open Subtitles | تم تهريبها لبقايا مختبرات الأسلحة البيولوجية قبل خمس وأربعين دقيقةً مضت |
İnsan kalıntılarında bu kadar çok yabancı cisim görmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أرَ هذا الكم من الأغراض الغريبة في رفاة بشرية |
Dr. Richards onuncu yüzyıldan kalma iskelet kalıntılarında Akdeniz Humması'na rastladı. | Open Subtitles | لقد وجد د. (ريتشاردز) أثر لإلتهاب البروسيلا في رفاة عظمية منذ القرن العاشر |
Bugün bu imparatorluğun kalıntılarında yaşayan köylüler Supay'ın geri dönüp, aralarında dolaştığına inanıyorlar. | Open Subtitles | اليوم , سكان هذة القرية يعيشون بين أنقاض الإمبراطورية يؤمنون أن (سوبي) عاد ليعيش وسطهم |