Konservasyon dünyasında kalıpların dışında düşünmek zorunda olduğumuz bir noktaya geldik. | TED | لقد وصلنا إلى نقطة في عالم الحفاظ على البيئة حيث علينا التفكير خارج الصندوق |
kalıpların dışında düşünebiliyorlardı çünkü kalıpları deliklerle doluydu. | TED | لقد تمكنوا من التفكير خارج الصندوق بسبب أن صندوقهم كان مليئا بالثغرات. |
Ama bundan daha zor olan, eski kalıpların içine geri dönmektir. | Open Subtitles | ولكن، في بعض الأحيان من الصعب أن تعود إلى الصندوق. |
Fakat silahları programlayanlar için kalıpların dışında düşünebilen tiplere ihtiyaç vardı. | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لمبرمجي الأسلحة الإلكترونية إحتجنا أكثر إلي نوعية تتسم بالتفكير خارج الصندوق |
kalıpların dışına çıkarak düşünmek ve bir adım öne geçmek gerek. | Open Subtitles | عليك التفكير خارج الصندوق لتبقى متقدماً |
kalıpların dışına çıkalım. | Open Subtitles | دعونا نفكر خارج الصندوق "تقصد التفكير بطريقة غير عن المعتادة" |
Bence kalıpların dışında düşünmemiz lazım burada. | Open Subtitles | أظن علينا التفكير خارج الصندوق هنا |
kalıpların dışına çıkmak. | TED | التفكير خارج الصندوق. |
kalıpların dışında düşünmek konusunda işe yarıyor. | Open Subtitles | هنالك دروس خارج الصندوق |