Yok, eminim bu hap kalabalığa hemen uyum sağlayacaktır. Pekâlâ. | Open Subtitles | لا انا متأكد انها من الاشياء التي تمتزج مع الحشد |
El Harun adamlarınızın kalabalığa ateş ettiğini ve bunun saldırıyı kışkırttığını bildiriyor. | Open Subtitles | آل هارون قالوا بتقريرهم بأن رجال اطلقوا النار على الحشد وأثاروا الهجوم |
Etik kaçak olduğu için dikkatleri çekmeden kalabalığa karışamaz. | TED | كطريدة، لا يمكن لإيثيك التسلل إلى الحشد دون لفت الانتباه إلى نفسها. |
Konuşma bitene kadar kalabalığa karıştığını sanır. Bekle. | Open Subtitles | سوف يعتقد أنك بين الحشود حتى نهاية الخطاب |
Hayvanat bahçesinin ilk orangutanı Jenny hayranlık içindeki bir kalabalığa tanıtılıyordu. | Open Subtitles | .أول إنسان غاب بالحديقة.جيني قد دخل نطاق العرض ليشاهده الجمهور المبهور |
En ufak bir savunma denemesinde kana susamış kalabalığa dönüşen bir orduyu gezici bir milis takımı haline getiremezsiniz. | Open Subtitles | لن نجعل جيشا ينقسم إلى محاربين من الصعاليك هذه المسيره ستتوقف مع أول حجه تافهه مثل حشد متعطش للدماء |
Eh, kalabalığa kalmak istemiyorsam, yavaştan çıksam iyi olur. | Open Subtitles | حسنا، من الأفضل أن أذهب إن أردت تجنب الزحام |
Bir gece, karanlık çökünce... saraydan çıkıp, halkın yanına gidin... kalabalığa karışın, evlerine girin... dinleyin, gözlemleyin ve hatırlayın. | Open Subtitles | وذات ليلة, عندما يحل الظلام أترك القصر إندمج مع الحشد أدخل الى الناس |
Onca sıkışıklık ve gürültüye rağmen kalabalığa dalmaktan hiç çekinmem. | Open Subtitles | على الرغم من الزحام والضجيج, لم أتعب يومًا من الغرق في الحشد. |
Ateşi caddenin karşı tarafından açıyorlar Childers ise silahları elçilik önündeki silahsız kalabalığa yöneltiyor. | Open Subtitles | كان يشغلون القناصين عبر الشارع شيلديرز أنتقم من الحشد الغير مسلح أمام السفارة |
Albay kalabalığa hitap etmeme izin vermeli sonra da askerlerini çekmeliydi. | Open Subtitles | أنا كان عندى توقع آخر الكولونيل كان يجب أن يتركنى أخاطب الحشد |
Az sonra belediye başkanı... kürsüye çıkıp binlerce kişilik kalabalığa seslenecek. | Open Subtitles | سيأتى رئيس البلدية يخاطب الحشد المكون من عدّة ألاف شخص |
Bırak gireyim. kalabalığa karışırım. Kimse beni farketmez. | Open Subtitles | إسمح لي بالدخول ، سأختفي وسط الحشد . لن يلاحظني أحد |
Çoğu zaman mutluyum, kalabalığa karışırım, herkesin içinde fark edilmeyen herhangi biri olmak isterim. | Open Subtitles | معظم الأيام أكون بخير ، وأتأقلم مع الحشود واحدة أخرى فحسب بين الجماهير المحتشدة تتوق لأن لا يلاحظها أحد |
Ben oraya çıkıp, bu kızgın kalabalığa, grubun çalmaktan vazgeçtiğini söylemeyeceğim. | Open Subtitles | هذا مستحيل أنا لا أتطلع لأن أخرج و أخبر هذه الحشود الغاضبةأن الفرقة قررت أن لا تعزف |
Hainler kalabalığa karışıp kaçmaya çalışabilirler. | Open Subtitles | فقد يحاول الخونة الهروب في الدخول ضمن الحشود |
Salif kolunu uzatarak kalabalığa ne kadar yakın sürdüklerini gösteriyor. | Open Subtitles | يمد صلف ذراعه ليري الجمهور كم هو قريب من ابنه |
kalabalığa yakalanmak istemiyorsak gidelim bence. | Open Subtitles | سيدي المحافظ,أظن أنه إذا أردنا تجنب ازدحام الجمهور,فعلينا المغادرة الآن |
İngiliz askerleri, herhangi bir provokasyon olmadan savunmasız bir kalabalığa ateş açtıysa onların bu olaydan dolayı asılmasını isteyen ilk kişi ben olacağım. | Open Subtitles | إن إطلقوا الجنود البريطانيون على حشد أعزل دون أستفزاز سأكون أول من يريد رؤيتهم يشنقون |
Apollo kalabalığa şov yapacağı için harika bir dövüş olması bekleniyor. | Open Subtitles | الجماهير تتوقع مباراة عظيمة الان حيث ابولو يلعب للجماهير |
Devam et, Stu. Şimdi şampiyon geliyor, Clubber Lang. kalabalığa bak. | Open Subtitles | . ها هو يأتى الان البطل كلوبر لانج,أنظر للجمهور |
Genelde öfkeli bir kalabalığa, ya da meraklı kitlelere konuşurdum. | Open Subtitles | لو كنت أتحدث إلى جمهور أقل عداءا أو مستقيمين جنسيا فكان من الممكن أن أبدأ بقول مزحة لكسر حالة التوتر |
Ziyaretçiler'in başkomutanı Anna, caddelerdeki kalabalığa hitap ediyor. | Open Subtitles | مع القائدة العليا (آنا) التي تتوجه للحشود بالأسفل |
Hani kalabalığa karıştığı için bulunamayan adam. | Open Subtitles | الرجل الذي أنت لا تَستطيعُ الإيجاد لأن يَمْزجُ إلى الحشدِ. |