Burada yanında durup geri kalan her şeyi unutmak istemediğim mi sanıyorsun? | Open Subtitles | تَعتقدُ بأنّني لَنْ أكُونَ سعيدَه إذا بقيت معى وَتنسي كُلّ شيء آخر |
O zaman bana bir bıçak atın, ve geri kalan her şeyi yakın! | Open Subtitles | إذاً أرمى لي شفرة. وأحرق كل ما تبقى. |
Neredeyse kalan her şeyi öldürdü. | TED | لقد قتل تقريباً كل ما تبقى. |
Dolaplar, genç kızların güvensizliklerini örten ancak... geri kalan her şeyi sergileyen kıyafetler giydiği... zamanlardaki oğlanların ağzı gibi açık. | TED | الأقفال تركت مفتوحة كأفواه المراهقين عندما ترتدي المراهاقات لملابسهن التي تغطي مفاتنهن ولكن تظهر كل شيء آخر. |
nasıl geri kalan her şeyi ele geçirdiğini gördüm. Ve bazen görüştüğüm ailelerin budala olduğunu düşündüm, nankör çocukları için köle olup, kendileri | TED | خلال هذه السنوات العشر، شهدتُ وتعلمت المتعة المرعبة للمسؤولية الشاقة، وقد رأيت كيف تنتصر على كل شيء آخر. |
Geri kalan her şeyi. | Open Subtitles | - كل ما تبقى من الأمور - |
Ondan kalan her şeyi alıyorlar. | Open Subtitles | كل ما تبقى منه |
Pekala, onları uzak tutabilirim. Fakat, bu geri kalan her şeyi yavaşlatacak. | Open Subtitles | حسناً, يمكنني تأخيرهم لكنه سيأخر كل شيء آخر |
Eğer hayvanlar geriye kalan her şeyi yediyse bunu neden ayırdılar? | Open Subtitles | إذا أكلت كل شيء آخر لماذا تجنبت الحيوانات تلك المنطقة؟ |
Bunun için sana altına kaçıran iki köpeği bıraktı geriye kalan her şeyi de bana. | Open Subtitles | ولهذا لقد تركَ لكِ كلبان بريئان وأنا ترك لي كل شيء آخر |