ويكيبيديا

    "kaledeki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • القلعة
        
    • الحصن
        
    • القلعه
        
    • بالقلعة
        
    • بالحصن
        
    Çıkrıklar kullanılamasın diye kırılmış, yakılmış ve kaledeki en derin zindana atılmış. Open Subtitles حُطّمَت المغازل وأُحرقَتْ كيلا تُستعمل أبداً وأُلقيَتْ في أعمق زنزانة في القلعة
    Adamları senin ve kaledeki tüm kadınların vahşice ırzına geçeceklerdir. Open Subtitles عندما يأتي رجاله هنا، فسيغتصبونك أنتِ وكل امرأةٍ في هذه القلعة
    Bu kaledeki hiçbir profesör Black'in içeri girmesine yardım etmez. Open Subtitles ولا مدرس واحد بهذه القلعة ممكن أن يساعد سيريوس بلاك على دخولها
    kaledeki herkesi yakın. Bu kardeşini geri getirecek mi? Open Subtitles احرق كل من في الحصن هل أخيك يعيش مرة أخرى؟
    kaledeki askerleri getir, ama Calhoun'a dikkat et. Open Subtitles خذ القوات التي في الحصن لكن احترس من كالاهان
    Şu anda da kaledeki herhangi bir mücevheri takabilirim. Open Subtitles انا مسموح لي بلبس اي جوهرة داخل القلعه حالاً.
    Bölmek istemem ama denize gömülmek üzere olan bir kaledeki askerlerle çevrili durumdayız. Open Subtitles لا اقصد ان اقطع لكن نحن محاصرون, من الجنود بالقلعة التي ستغرق حالاً.
    Ama kaledeki periler onun ayrılmasını istemiyordu. Open Subtitles الجنيات في القلعة . لم يرغبون في جعله يرحل أليس كذلك ؟
    Yani rüzgar kaledeki kumları alıp başka bir yere serpiştirip yeni bir kum yığını oluşturuyor. Open Subtitles اقصد، ان الرياح تنزع الرمال من القلعة وتعصف بها هنا وهناك مكونةً كثبان الرمل هذه
    - Bu da neyin nesi? - Korkmanıza gerek yok. Bu kaledeki basit bir hizmetçiyim. Open Subtitles لا داعي للخوف، فما أنا إلّا خادمٌ متواضعٌ لهذه القلعة
    Lütfen kaledeki işimde çalışmaya devam edebilir miyim? Open Subtitles رجاءاً هل يمكننى الأستمرار بالعمل فى القلعة ؟
    kaledeki son asilzade sen olduğuna göre, Seni haberdar etmek hayırlı olur diye düşündüm. Open Subtitles بما انكِ آحر الملوك فى القلعة ، أرتأيت أن تكونِ على علمِ.
    kaledeki tüm kuvvetlere silahlarını bırakmasını emret. Open Subtitles فلتأمر جميع القوّات الموجودة في القلعة أن يضعوا أسلحتهم.
    kaledeki mücadelede az kalsın ölüyordum ve o his beni hayata bağladı. Open Subtitles ...لقد كدتُ أموت بتلك المعركة عند القلعة .وذلك الشّعور جرحني مدى الحياة
    Bir iki gün sonra... kaledeki ikametgahımıza yerleşmemizi kutlamak için... küçük, feoadal bir seremoni gerçekleştirildi. Open Subtitles ...بعد يوم أو يومين ، أقيم حفل إقطاعـي صغير للترحيب بإقامتي في القلعة
    Kasabadaki beyazlar, kaledeki zenciler... bunu düşünmeye devam ederler. Open Subtitles ... الناس البيض في البلدة والملونيين في القلعة يستمرون في التفكير في هذا الأمر
    Bu kaledeki İngiliz çıkarlarına ağır basacak kesinlikte değildi ama! Open Subtitles لكن بدون تأكيد كافٍ، يفوق مصالح بريطانيا بهذا الحصن هو الذي حرض هؤلاء
    Ama kaledeki İngiliz çıkarlarına ağır basacak kadar kesinlik içermiyordu. Open Subtitles لكن بدون تأكيد كافٍ، يفوق مصالح بريطانيا بهذا الحصن
    Tam zamanı, büyük kaledeki bir mekanizma söylüyor. Open Subtitles التغييرات في الحصن عبارة عن طريقة لمعرفة الوقت
    kaledeki kameralarda sadece çıkarken gözüküyor. Open Subtitles الكاميرات في القلعه تتبعتـه حتى خروجه منها
    Kral'ın öldüğü gece, bize, kaledeki herkesin katledildiği söylendi. Open Subtitles ليلة موت الملك، أُخبرنا بأنّ كلّ من كانوا بالقلعة ذُبحوا.
    Bu oda hariç kaledeki her yere girebilirsin. Open Subtitles بإمكانك الذهاب إلى أيّ مكان بالحصن عدا تلك الغرفة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد