Belize'e gittiklerinde aynı odada kalmışlar. | Open Subtitles | خلال رحلتهما إلى (بليز) مكثا في الغرفة عينها |
Ayrı odalarda kalmışlar. | Open Subtitles | لقد مكثا في غرفٍ مُنفصلة. |
2010'da ara vermişler gibi görünüyor ve şimdiye dek uyku hâlinde kalmışlar. | Open Subtitles | يبدو انهم توقفوا عام 2010 و ظلوا متوقفين حتى الان |
Altı saat boyunca bağlı ve ağızları kapalı kalmışlar. | Open Subtitles | ظلوا مقيدين ومكممين لمدة 6 ساعات |
Sonra çığ düşmüş ve hepsi burada mahsur kalmışlar. | Open Subtitles | عندما وقع الإنهيار، جميعهم أنحصروا في داخله. |
Kendi entellektüel yollarında sıkışıp kalmışlar. | TED | إنهم عالقون في نظرياتهم الفكرية. |
Giderken ne alabildilerse adamlarından bazıları yağmalamak için geride kalmışlar. | Open Subtitles | بعضٌ من رجاله بقوا هناك لينهبوا ما يستطيعون في طريق الخروج |
Burada... 2008 yılında burada kalmışlar. | Open Subtitles | مكثا هنا في عام 2008. |
İki gün orada kalmışlar. | Open Subtitles | لقد مكثا هناك لمدة يومين |
Dr. Morgan ve Jennie Tate aynı gece aynı otelde kalmışlar. | Open Subtitles | إن الطبيب (مورغان) و (جيني تايت)... مكثا في الفندق نفسه في الليلة نفسها... |
Altı saat boyunca bağlı ve ağızları kapalı kalmışlar. | Open Subtitles | ظلوا مقيدين ومكممين لمدة 6 ساعات |
Tandoorlular birinci raund'da kaybettiklerinden beri içiyorlar ve tamamen beş parasız kalmışlar. | Open Subtitles | التندوريون ظلوا يدخنون الحشيش منذ خروجهم من الجولة الأولى -و الآن لقد نفذ منهم الحشيش |
Burada böylece kalmışlar mı yani? | Open Subtitles | هل ظلوا هنا بهذا الشكل؟ |
Görünen o ki, irtibat halinde kalmışlar. | Open Subtitles | يبدو أنهم ظلوا على تواصل |
Sonra çığ düşmüş ve hepsi burada mahsur kalmışlar. | Open Subtitles | عندما وقع الإنهيار، جميعهم أنحصروا في داخله. |
Genel salonda mahsur kalmışlar. | Open Subtitles | إنهم عالقون في الحجرة المشتركة |
Bunların hepsi sadık kalmışlar. | Open Subtitles | كل هولاء بقوا موالين لي |