Bir dakika. Sırf istediğini aldın diye bizim sessiz kalmamızı mı bekliyorsun? | Open Subtitles | انتظري لحظة, لأنك فقط حصلتي على مُبتغاك الآن تتوقعين أن نبقى صامتين؟ |
Bizi görünmez bir vücut zırhı ile kaplıyorlar ve bu zırh, çevresel etkilerden bizleri koruyarak sağlıklı kalmamızı sağlıyor. | TED | تغطيني بدرع جسدي خفي وتمنع عنى أذى البيئة المحيطة بي كي نبقى بصحة جيدة |
Bizim burada kalmamızı ve onun mülkünü korumamızı istiyordu. | Open Subtitles | كان يريدنا أن نبقى حيث نحن لنواصل حراسة تلك الممتلكات |
Güvenlik kıçımıza tekmeyi basacak sanmıştım. Fakat o güvenlikçiyle konuşarak bizim içeride kalmamızı sağladı. | Open Subtitles | ظننتُ أن الأمن سيلقي بنا خارجاً, إلا أنّها تحدّثت إليه بطريقة مهذّبة ليسمح لنا بالبقاء. |
Bu teknolojiler, toplumun bizim için planladığı oyunda kalmamızı istiyor. | TED | هذه التكنولوجيا تريد منا أن نظل داخل اللعبة التي ابتكرها لنا المجتمع. |
Muhtemelen yemeğe kalmamızı isteyecekler. | Open Subtitles | على الأرجح أنهم سوف يطلبون منا البقاء للعشاء |
İçeri gel, oğlum. Dallas içeride kalmamızı söylemişti. | Open Subtitles | لنذهب إلى الداخل, دالي اخبرنا ان نبقى في الداخل |
Sen de iyiydin, ama arkadaş olarak kalmamızı tercih ederim. | Open Subtitles | أما بالنسبة لك فأنا أتمنى أن نبقى أصدقاء |
Söylemeye çalıştığım, bunu her kim yaptıysa... burda kalmamızı istiyor. | Open Subtitles | اريد القول مهما كان من فعل ذلك فهو يريدنا ان نبقى هنا |
Senin yanında kalmamızı istemediğinden emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة انك لاتريدينا ان نبقى معك؟ |
Ve az çok arkadaş kalmamızı istiyorum. | Open Subtitles | و أنا أيضاً نوعا ما .. أُريد أن نبقى اصدقاء |
Ama onu sana verince, bir arada kalmamızı sağlayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لكن إن أعطيتكِ إيّاه، ستحرصين أن نبقى معاً، صحيح؟ |
Baban evde kalmamızı söyledi, o yüzden evde kalmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نبقى بالمنزل .فوالدك امرنا بهذا |
Yüzeysel yolda kalmamızı istiyorlar. FBI onları olası bir tehtide karşı uyarmış. | Open Subtitles | ،يريدونَ منا أن نبقى على الطرق المعبدة مكتب التحقيقات الفيدرالي حذرهم من خطرٍ محتمل أمامنا |
Leydim bizden burada kalmamızı rica etti. | Open Subtitles | سيدتى, اعطتنا تعليمات محددة جدا بالبقاء هنا |
Gidemeyiz. Direktör Henshaw burada kalmamızı emretti. | Open Subtitles | لا يمكننا المغادرة, القائد هينشو أمرنا بالبقاء هنا |
Kap Jo burada çok kişi var ve bizden sadece bunlarla on beş gün hayatta kalmamızı mı istiyorlar? | Open Subtitles | "كاب جو" هناك العديد من الناس هنا .. يرغبون منا أن نظل على قيد الحياة لنصف شهر بهذا فقط؟ |
Yani kalmamızı ve o şeyin, bizi öğlen yemeğinde yemesini istiyorsun. | Open Subtitles | رائع .. أنت تريد منا البقاء هنا وتترك هذا الوحش يتغدي بنا |
Mahjong o kadar kötü bir şey değil, en azından evde kalmamızı sağlıyor. | Open Subtitles | الـ "ماهجونج" ليست بهذا السوء، فعلى الأقل نمكث في المنزل. |
Belki de nazikçe bizden Jumper'da kalmamızı isteyebilirlerdi. | Open Subtitles | كانوا يستطيعون إستئذاننا لنبقى داخل المركبة. |
Bu makineler hayatta kalmamızı sağlıyor. Diğerleriyse bizi öldürmeye geliyor. | Open Subtitles | هذه الالات تبقينا حية بينما الالات الاخرى قادمة لقتلنا |
Ama evli kalmamızı gerektiren nedenler giderek tükenmekte, değil mi? | Open Subtitles | أظن أننا استنفذنا أسباب بقاؤنا متزوجين، أليس كذلك؟ |
Aksine, oldukça önemliler ve hayatta kalmamızı sağlıyorlar. | TED | هي مهمه بشكل لا يصدق، وتساهم في بقائنا على قيد الحياة |
Bir süre Beyaz Saray'da kalmamızı ister misiniz? | Open Subtitles | أتريدُ منّا أن نلازم أماكننا لفترة من الوقت؟ |
Hayatta kalmamızı sağlayacak şey insanlar ve Traglar arasındaki savaşı engellemek değil. | Open Subtitles | افضل طريقة لضمان نجاتنا هي ابقاء الحرب بين التراكز والبشريين وعدم ايقافها |
Öğretmenimiz gün boyunca sınıfta kalmamızı söyledi. | Open Subtitles | المعلم اخبرنا انه يجب علينا البقاء في الصف طوال اليوم |