ويكيبيديا

    "kalması için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • للبقاء
        
    • ليبقى
        
    • لإبقائه
        
    • لتبقى
        
    • على البقاء
        
    • لبقاء
        
    • لإبقاء الأمر
        
    • لإبقائها
        
    • لبقائه
        
    • لكي يبقى
        
    • كي تبقى
        
    • ليبقي
        
    • لبقائها
        
    • لتُبقيها
        
    • للبَقاء
        
    Bir fikrin ayakta kalması için, bütün içgüdülerimizi reddedebiliriz, önemsiz bir fikir için. Başka hiçbir canlı türü bunu yapamaz. TED يمكننا أن ننكر كل غريزة لدينا للبقاء على قيد الحياة لأجل فكرة، فقط مجرد فكرة. الأنواع الأخرى لا يمكنها القيام بذلك.
    Bu süperiletkeni, yeterince uzun süre soğuk kalması için sarmıştım. TED لدي هنا موصلٌ فائقٌ، قمت بلفه ليبقى بارداً لزمنٍ طويلٍ.
    Kadın adamla evli ve burada kalması için beş yıldır mücadele ediyorlar. Open Subtitles وهى زوجته وهم يحاربوا منذ خمس سنوات لإبقائه هنا
    Evde yalnız kalmaması gerektiğini düşündüğüm için, bizde kalması için davet ettim. Open Subtitles لم أعتقد أنها يجب أن تكون في البيت وحدها لقد دعوتها لتبقى هنا
    Charlie, istemiyorsa kalması için onu zorlayamazsın. Open Subtitles لا يمكنك إجباره على البقاء إن لم يرد البقاء
    Ama bu karıncalar, çoğu öldürülse bile, karınca topluluğunun hayatta kalması için asıl gerekli olanlardır. Yani, keşif önemli. TED ولكن هؤلاء النملات, ومع أن معظمهم يموت, هؤلاء وجودهم ضروري لبقاء الخلية. لذا فالاستكشافات مهمة.
    Ne yaptığımı ve sır kalması için ne gerekiyorsa yapacağımı biliyor. Open Subtitles هو يعرف ماذا فعلت ويعرف أننيسأفعلأي شيء.. لإبقاء الأمر سراً.
    - İnancınız, rüşvet almanıza izin vermiyorsa, beşliği onun kalması için kabul edin. Open Subtitles يجب أن يحرم أخذ الرشوة فهذه قيمة خمسة لإبقائها
    Burada kalması için bir sebebi olmadığını düşünüyor. Open Subtitles إنه يعتقد أنه لا يوجد أي سبب لبقائه هنا
    Eğer program başarılı olursa, bunun sadece hastaneyle sınırlı kalması için hiçbir sebep olmadığı yaklaşımındayız. TED نحن نسير علي منهج، إذا كان ناجحا لا يوجد أي سبب لكي يبقى داخل مستشفى.
    İnsanların sağlıklı kalması için ilişki lazım. Open Subtitles الاشخاص يحتاجون للتواصل للبقاء اصحاء ، تواصل ايجابي مع شخص اخر
    Bir fahişeyle tanışıyor ve yanında kalması için ona bir tomar para ödüyor, Open Subtitles ومن ثم يقابل عاهرة ويدفع لها حفنة من المال للبقاء معه
    Hepimizin hayatta kalması için birlikte hareket etmeliydik! Open Subtitles كان يجب أن نعمل مع بعض للبقاء على قيد الحياة
    İdare ederiz. Evet, ama sen benim iznimi almadan benim evime kalması için birini davet etmeseydin idare etmek zorunda kalmazdık. Open Subtitles ولكن ما كنا لنفعل، إن لم تصر على دعوه أحدهم ليبقى هنا بدون موافقتي
    Kurtulan biri olduğunda para karşılığında ya da başka şekillerde sessiz kalması için ikna etmemiz gereken biri ortaya çıkmış oluyor. Open Subtitles وعندما يكون لديك أناساً على قيد الحياة ولديك شخصاً ربما يقتنع مالياً أو بوسائل أخرى ليبقى صامتاً
    Bağımlılıktan temiz olarak kalması için bu işe ihtiyacı olduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles أنتِ تعتقدين بأنه بحاجة لهذه الوظيفة ليبقى رصين
    Böyle kalması için elimden geleni yapacağım. Open Subtitles وأنا سأبذل كلّ جهدي لإبقائه على هذه الحال
    O belgelerde ne varsa, gizli kalması için öldürmeye razı. Open Subtitles ،بغض النظر عمّ تحتويه تلك الأوراق فإنه كان ينوي القتل سعياً لإبقائه سراً
    Belki kadın onun yiyeceklere kötü bir şey koyduğunu anlamıştır... Adam da ona sessiz kalması için ödeme yapmıştır. Open Subtitles ربّما إكتشفت أنّه كان يضع شيئاً أكثر سوءاً في الطعام، وقد رشاها لتبقى صامتة.
    Onun burada kalması için zorlamamı mı söylüyorsun? Open Subtitles ماذا تعنين؟ هل ترغبين بإرغامها على البقاء هنا؟
    Değişime tampon olacak ölçekten yoksundur ve bir girişimin hayatta kalması için zorlu olasılıkları sürekli olarak düşünür. TED إنها تفتقر إلى مقياس لصقل التغير، وهي تفكر باستمرار بالاحتمالات الصعبة لبقاء شركة ناشئة على قيد الحياة.
    Sır olarak kalması için her şeyi yaparım. Open Subtitles سأفعل أي شيء لإبقاء الأمر سراً.
    Bir çok gıda taze kalması için takviyeye ihtiyaç duyar. Open Subtitles الكثير من الأطعمة تتطلب وضع مادة مضافة لإبقائها طازجة
    Orada kalması için bir sebep yok. Open Subtitles لا يوجد سبب لبقائه الآن
    kalması için savaşmayacak mısınız? Open Subtitles أنتم أصدقائه. ألن تقاتلوا من أجله لكي يبقى ؟
    Hayatta kalması için makinaya bağlandı. Open Subtitles ، لقد ربطتموها إلى آلات فقط كي تبقى على قيد الحياة
    Herkesin olduğu yerde kalması için... şu hayatın akışını durdurabilen... uzaktan kumandalardan birine ihtiyacım var. Open Subtitles احتاج جهاز تحكم عن بعد حيث يمكنك إيقاف الحياة ليبقي كل شخص حيث هو
    Bu evde kalması için geçerli hiç bir sebep yok. Open Subtitles من الواضح أنه لا يوجد سبب كافي يدعو لبقائها في هذا البيت
    Onun hayatta kalması için neler yaparsın? Open Subtitles ما الذي تأمل أن تفعله لتُبقيها على قيد الحياة ؟
    Geç kalıcaz. Chang'in Hong Kong'ta kalması için ağırlığını kulllanamazmısın? Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ تَحْصلَ على تفويضِ للبَقاء في هونغ كونغ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد