Ve şimdi bazı kaltaklar yemeğimizle uğraştığında yere yapıştırılan ben oluyorum? | Open Subtitles | و لآن, عندما بعض العاهرات تعبض بطعامنا انا التي تطرح بالأرض؟ |
Şimdi, basitçe tüm kaltaklar standart alarm sistemlerini arar, ama sihirbazlar? | Open Subtitles | الان , العاهرات سوف يقمن بتعطيل اجهزة الانذار لكن السحرة ؟ |
- Tut onu. - Gözümü çıkardınız, kaltaklar. | Open Subtitles | أمسكِ به لقد قمتن بإغلاق عيني أيتها العاهرات |
Evet. Yakın durun kaltaklar. Eski A.B.D hakkında iyi bir şeyler öğrenebilirsiniz. | Open Subtitles | نعم، ابقوا بالجوار يا عاهرات ربما قد تتعلمون شيئاً بخصوص الأشياء الجيدة بأمريكا |
Lanet olsun, kaltaklar! Paralarına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | اللعنة عليمهم، عاهرات أغنياء لا نحتاج لمالهم |
Kel, beyaz, ırkçı kaltaklar herkesin eğlencesini batırdı. | Open Subtitles | أصلع، أبيض، الكلبات سخيف العنصرية يهدمه للجميع. |
- Sizi öldüreceğim kaltaklar! - Kalkmış. | Open Subtitles | سأقتلكن أيتها العاهرات لقد استيقظ ، أسرعي |
Çekilin, kaltaklar! Uçağı uçurmalıyım. | Open Subtitles | تحركوا أيها العاهرات يجب أن اقود الطائرة |
Görünüşe göre siz kaltaklar ilk beni kovmamalıydınız. | Open Subtitles | يبدوا انكم ايّها العاهرات لم يكن عليكم طردي من الأساس |
Siz kaltaklar biraz aldığınız sürece, önemli olan odur. | Open Subtitles | طالما ان العاهرات يحصلون عليه, هذا ما يهم |
Neden diğer kaltaklar gibi hemen yukarı çıkmıyorsun? | Open Subtitles | لذا لما لا تعودي إلى الطابق العلوي مع باقي العاهرات ؟ |
Hayır, anlıyorum, ama o kaltaklar dokuzda kulübede olacaklar. | Open Subtitles | لا , أنا أفهم و لكن هؤلاء العاهرات سوف يكونو في النُزل في التاسعة |
Benim eşim kızdır, hanımdır.Sizdekiler kaltaklar. | Open Subtitles | زوجتي فتاة ، امرأه المومسات اللاتي لديك؟ هن عاهرات |
Naber aşçı kaltaklar hadi evlenip düzüşelip kaltaklar bunlar ne fırınlanır dostum. | Open Subtitles | يو يو يو , ما أخباركم يا عاهرات الكوب كيك أنا مستعد أن أتجوز عاهرة تخبز مثل هذا الكيك |
"kaltaklar hileci fahişelerden başka bir şey değiller" | Open Subtitles | ♪العاهرات لسنا سوى عاهرات♪ مهلاً , مهلاً |
Ve sakın Pinterest'ime sızayım demeyin, kaltaklar. | Open Subtitles | و لا تتجرأوا بالتجسس على صوري يا عاهرات. |
- Değersiz küçük kaltaklar. - Aman Tanrım. | Open Subtitles | ـ عاهرات تافهات يا رجل ـ يا إلهي |
Siz kaltaklar hep başa belasınız, adamım! | Open Subtitles | أنت الكلبات من المتاعب دائما، رجل! |
"Hala yapabiliyorken, iyi uyuyun kaltaklar." | Open Subtitles | {\cHCF6DDF} - 'A"نامنْ جيدآ بينما تستطيعن ذلك ساقطات" |
-hepsi işe yaramaz kaltaklar. | Open Subtitles | هم كُلّ فاسقات عديمات الفائدة. |
Boş konuşan aptal kaltaklar ve sadece parayı düşünün serseriler. | Open Subtitles | الساقطات الغبيات اللواتي يتحدثن هراءً والحمقى الذين لا يهمهم سوى المال |
Heyy, naber kaltaklar? | Open Subtitles | كيف الحال يا سفلة |
O kaltaklar çok acımasızdı. Bize savaş açtılar. | Open Subtitles | وهاتان العاهرتان عديمتا الشفقة، لقد أعلنتا الحرب عليكن. |