Bu iniş aracındaki kameralardan biri, tam güneş panellerinin altından bakıyor, Mars gezegenini ve uzakta güneş panellerini görüyorsunuz. | TED | وهي إحدى الكاميرات الموجودة على المسبار، تحت الألواح الشمسية مباشرة. وترون هنا كوكب المريخ والألواح الشمسية في عمق الصورة. |
Tünelleri bulduğumuz gün, oradaki kameralardan birini aldım. | Open Subtitles | , في اليوم الذي إكتشفت فيه الأنفاق وجدت أيضاً الكاميرات و أخذت واحده |
Bu kameralardan biri | Open Subtitles | لابد أن تكون هذه الكاميرات قد التقطت شيء ما |
Dadı gözetlemekte kullanılan kameralardan herhalde. | Open Subtitles | لا بد أن هذه هي إحدى كاميرات مربية الأطفال |
Kişisel kameralardan düşük çözünürlüklü görüntüler alıyoruz. | Open Subtitles | نحن نسقبل صوراً مبعثرة ذات أبعاد منخفضة من الكاميرات الشخصية |
kameralardan söz etmişken, sen iyi uyudun mu? | Open Subtitles | بمناسبة أننا نتكلم عن الكاميرات, هل حصلت على قيلولة جيدة؟ |
Elimizdeki tüm kameralardan bakalım. Saat 12:04, Dean. | Open Subtitles | لنتحقق من كل الجوانب لنتحقق من كل الكاميرات |
Boss,Kızı kaybettik.kameralardan gözünüzü ayırmayın. | Open Subtitles | يا رئيس، فقدنا الرؤيا لها. أبقي عينيك على الكاميرات. |
Pekâlâ, küçük video kameralardan birkaç tane al. | Open Subtitles | حسناً ، احضر البعض من هذه الكاميرات الصغيرة |
Benim bu evde oturup, kameralardan kaçınmamı istedi ama senden ona bahsettim. | Open Subtitles | يريدني أن ابقى في المنزل واختبئ من الكاميرات, لكنني أخبرته عنك |
Eğer çavuş kalabalığın içindeyse, belki kameralardan biri bir şeyler yakalamıştır. | Open Subtitles | و إذا كان الرقيب ضمن الجمهور ربما واحدة من الكاميرات رصدت شيئا |
kameralardan korkmaz ve bunu yapabilecek imkanlara da sahip. | Open Subtitles | الكاميرات لا تخيفيه ولديه الأمكانيات للقيام بهذا الأمر |
Bilemiyorum. kameralardan ve sikişmekten biraz sıkıldım. | Open Subtitles | لا أعرف, انا متعب قليلا من الكاميرات, ومن الجنس |
Diğer kameralardan madem rahatsızsın, neden onları pasif hale geçirmezsin ki? | Open Subtitles | لماذا لم تعطل الكاميرات الأخرى ان كنت قلقاً عن ان تكون مرقباً؟ |
- Ama ben kameralardan nefret ederim. - Neden bu kadar utangaçsın? - Hayır. | Open Subtitles | ـ لَكنَّك تَعْرفُ بأنّني أَكْره الكاميرات ـ متى أصبحتي خجولة ِجداً من كاميرات؟ |
Arkamdan yürü. Yüzünü kameralardan sakla. | Open Subtitles | أرتدي هذا، سِر خلفي أخفى وجهك من الكاميرات. |
kameralardan yeterince uzakta park etmişlerdi dolayısıyla yüz tanımlaması yapamadık. | Open Subtitles | لأنهم إبتعدوا عن الكاميرات و لم نرى وجوههم |
kameralardan görünmeden geçemeyeceğini bilir. | Open Subtitles | هو يعلم أنه لن يتجاوز كاميرات المراقبة المخفية |
Bombayı yerleştiren kimse kameralardan uzak durmuş. | Open Subtitles | أي كان من وضع هذه القنبلة فقد عرف كيف يتجاوز كاميرات المراقبة |
Ve Matty o kameralardan fotoğrafları çıkarıp her hafta web sitesinde yayımlıyor. | TED | ويأخذ ماتي الصور من آلات التصوير تلك وينشرها على موقعه كل أسبوع. |
Bu sırada şu trafik ışığındaki, kilisedeki ve şu garajdaki kameralardan kaçacağız. | Open Subtitles | متجنبين الكميرات الموجودة في أعلى إشارة التوقف و الكنيسة، و ذلك الكراج |
Ve çevre kameralardan aldığımız fotoğraflar var, trene binerken olaydan sonra. | Open Subtitles | وأنت أجبت على ذلك الإتصال. كما أنّ لدينا صور مُراقبة لك في موقف مترو الأنفاق قبل وبعد الجريمة. |
kameralardan biri kırıldı, yani ölü bir nokta var. Tek yapmamız gereken, sırayla ölü noktaya gitmek. Anladınız mı beni? | Open Subtitles | طالما الكميرا هنا يجب ان نقوم بذلك شخصا تلو الاخر |
Biri kameralardan bizi seyredebilir ve ben daima onu kapatmak zorundayım. | Open Subtitles | أشعر كما لو ان احد يراقبنـي من خلال الكاميرا كما لو ان احد يـتتبعـني علينـا ان نكون حذريـن |
kameralardan birinde bizi görmüş. | Open Subtitles | رآنا بإحدى شاشات المراقبة |