Tabii ki kanıtladın. Eğer bana kalsaydı, o burada olmazdı. | Open Subtitles | بالطبع أثبت , وإذا الأمر مُنوط بي فلن يكون هُنا |
Ama yine de sen en etkileyici aday olduğunu kanıtladın. | Open Subtitles | لكنك لاتزال قد أثبت نفسك كأكثر مرشح مثير للإعجاب |
Bana arkadaşlığını kanıtladın. | Open Subtitles | يجب أن أقول يا .. ناتالي أنك أثبت صداقتك لي |
Onu bilmem ama o kutuya çıkarak kendini çok iyi kanıtladın. | Open Subtitles | حسنا ، لا أدري بشأن ذلك لكنك أثبتّ لي شيئا بوقوفك على ذلك الصندوق |
Amos, kurnazlığını kanıtladın ama yine de görevi tamamlaman gerek. | Open Subtitles | ايها الجرذ لقد اثبت انك ماكرا ولكن عليك اتمام مهمتك |
Doktorlar bir daha sörf yapamayacağını söylemişlerdi ama sen onlara yanıldıklarını kanıtladın. - Aynı şey değil. | Open Subtitles | الطبيب قال لن تكون على اللوح مجدّداً، و أنتِ أثبتِ أنّهم مخطئون |
Cesaretini yine kanıtladın, Maximus. | Open Subtitles | لقد برهنت على بسالتك مرة أخرى يا ماكسيموس |
Bana arkadaşlığını kanıtladın. | Open Subtitles | يجب أن أقول يا .. ناتالي أنك أثبت صداقتك لي |
Dün gece bunu kanıtladın zaten sanırım. | Open Subtitles | بالرغم , أنني أخمن أنك أثبت ذلك ليلة أمس |
Ve şimdi sen başarını kanıtladın okuma arkadaşım, | Open Subtitles | والآن يا صديقي القارئ أثبت أنك جاهز للمرحلة الكبرى |
Bir troll karşısında kendini kanıtladın. Bir Quidditch maçı senin için kolay olmalı. | Open Subtitles | لكن بما أنك أثبت نفسك أمام الترول، فمباراة كويدتش ستكون سهلة عليك |
Kendini değerli bir rakip olarak kanıtladın. Şimdi beni dinle. | Open Subtitles | لقد أثبت نفسك أنت خصم يستحق , الآن إسمعيني |
- Sen inanılmaz bir yarışçı olduğunu bugün kanıtladın. | Open Subtitles | ما رأيك بتفسير أنك سائقة بارعة , و أثبت ذلك اليوم |
Her zaman istediğim evlat olduğunu nihayet kanıtladın. | Open Subtitles | لابد من أن أقول أنك أثبت أخيراً أنك الأبن الذي لطالما أردته |
On dört denizin en yüce kaptanı ve krallığın gerçek bir dostu olduğunu kanıtladın. | Open Subtitles | لقد أثبتّ أنّك أعظم قبطان في البحار الأربعة عشرة. وصديق مُخلص للتاج. |
Geçen aylarda kendini kanıtladın. | Open Subtitles | لقد اثبت وجودك حقاً بالشهور القليلة الماضية |
Bana olan sadakatini, uyuşturucu yutarak kanıtladın. | Open Subtitles | حينما أثبتِ ولائكِ لي ببلعكِ اكياس المخدرات تلك، |
Demek istediğim, evet, evet, tek başına güvenilirliğini kanıtladın, profesyonel düzeyde ve bununla gurur duyuyorum, ama kişisel düzeyde? | Open Subtitles | بالطبع برهنت أنّ جديرة بالثقة بالعمل وأنا فخور بك لذلك، لكن على المستوى الشخصي؟ |
Evet Bay Cafmeyer, önsezinin doğru olduğunu kanıtladın. | Open Subtitles | حَسناً، السّيد كافميير، أثبتَّ بأنّ أحاسيسي كَانتْ صحيحةَ |
Fransız gibi görünebilirsin ama ama kalbinin hala bir Hintli kalbi olduğunu kanıtladın. | Open Subtitles | لقد أثبتت لي ، قد تبدو الفرنسية. ولكن كنت هنديا في القلب |
Başarılı göstermenin çok çalışmak, tutku ve dayanıklılıkla birlikte olduğunu herkese kanıtladın. | Open Subtitles | لقد أثبتي ذلك بتصميم حاد بالكد والعمل الجاد يمكنك تحقيق أي شيء |
Ama bana ne kadar mantıksızca bir şey olduğunu göstermeye devam ettin, sonunda da kanıtladın. | Open Subtitles | لكن عندما واصلت أن تريني ماهو الغير منطقي، ومن ثمّ أثبته |
Sanırım, sen bunu kanıtladın. | Open Subtitles | حسناً، أظن أنكَ أثبتَ ذلك فلـ .. |
Şimdi sen kendini kanıtladın, umduğum herşeyi ve daha fazlasını da. | Open Subtitles | الآن أنت قمت بإثبات أنك كل ما كنت آمله وأكثر |
Artık dövüşmeye ihtiyacın yok. Kanıtlaman gereken her şeyi kanıtladın. | Open Subtitles | أنت لست بحاجةٌ الى القتال بعد الأن، فقد ثبت لك كل ما تحتاجهُ من إثباتات. |
Bugün teorimi kanıtladın. | Open Subtitles | واليوم برهنتَ على نظريتي. |
Defalarca en çok arzuladığın şeyin güç olduğunu kanıtladın. | Open Subtitles | لا، انت تحب السلطه مجددا لقد اثبتت بأن السلطة هو كل ماتريده |
Hayır, çok fazla şeyle çok az iş yapabildiğini kanıtladın. Unut gitsin. | Open Subtitles | لا ، لقد اثبتّ انك استطعت أن تفعل القليل ،، بالكثير ... |