Herhangi bir tanesinin yüzeyine inmemiş de olsak gerçekten var olduklarına dair güçlü kanıtlarımız var. | Open Subtitles | رغم أنّنا لم نهبط على واحد بعد لدينا أدلة كافية تثبت وجودها |
Onu elimizde tutacak kadar sağlam kanıtlarımız yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدينا أدلة .ثابتة كافية لنستند إليها |
Giriş kayıtlarını değiştirdiğini gösteren somut kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لدينا أدلة دامغة على أنهُ قام بتغير سجلات الدخول الخاصة به |
Miles Hendrick'in Eileen Banks'i senden aldığına dair elektronik kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لدينا أدلة الكترونية تدل على أن مايلز هيندركس اشترى ايلين بانكس منك |
kanıtlarımız büyük bir su havuzuna dönüşmek üzere. | Open Subtitles | أدلتنا سوف تتحول إلى حوض ماء كبير |
Bunun doğru olduğuna dair kanıtlarımız var. | Open Subtitles | والأفراد المنتسبين. حسنا، لدينا أدلة تشير إلى أنها تفعل ذلك. |
Öyle bir şey olmadı. Olduğunu söyleyen kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لم يحدث هذا - لدينا أدلة تقول شيء مختلف - |
Ama bizim doğrulanabilir kanıtlarımız olacak. Şef. | Open Subtitles | ولكن سوف يكون لدينا أدلة دامغة |
Katilimiz var nedenimiz var, inandırıcı kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لدينا دافع، ولدينا أدلة قاطعة. |
Hayır, sunacak yeni kanıtlarımız var. | Open Subtitles | رقم لدينا أدلة جديدة حتى الوقت الحاضر. |
Bayım, bu konuda kanıtlarımız var. | Open Subtitles | يا سيدي، بحوزتنا أدلة التي من الممكن |
Çocuklar, alet kutusunu sizin aldığınıza dair çürütülebilir kanıtlarımız var. | Open Subtitles | لدينا أدلة يمكن تفنيدها يا رفقاي |
Var olduğuna dair çok açık kanıtlarımız var. | TED | نملك أدلة واضحة على وجودها |
Ve kayıp kişiler raporları.Fae'in bölge mahkemesi yargıcına kaydı silmesi için para ödediğine dair kanıtlarımız var. | Open Subtitles | وتقارير الأشخاص المفقودين. ولدينا أدلة تثبت بأن (في بوكلي) قامت برشوة قاضي محكمة المقاطعة لكي يتلف التقارير |
Söylemek zorundayım ki, balıkçılık konusunda balık gruplarının, balinalar tarafından. aşırı miktarlarda tüketildiğine dair güçlü kanıtlarımız var. | Open Subtitles | {\pos(158,268)}أسـتـرالـيــا لابد أن أخبرك أنّه لدينا أدلة كافية بأن الحيتان تستهلك كميّات هائلة من الأسماك |
Tibet'ten de benzer kanıtlarımız var. Bunun gibi şeyler bulduk. | Open Subtitles | بحوزتنا أدلة مماثلة من (التيبت)، حيث وجدنا أشياء كهذه، |
Bay Doyle, Maya'nın, öldüğü gün sizi görmeye geldiğini gösteren kanıtlarımız var. | Open Subtitles | سيد (دويل) ، لدينا أدلة تشير إلى أنّ (مايا) جاءت لرؤيتكَ يوم وفاتها |
Yıllardır Moreau onu parmağında döndürüyor. On yıl öncesine giden rüşvetlere dair kanıtlarımız var. | Open Subtitles | حسناً ، لقد كان في جيب (مورو) منذ سنوات ولدينا أدلة مدفوعات تعود إلى عشر سنوات |
Bizim de kendi kanıtlarımız var, değil mi? | Open Subtitles | لكننا نملك أدلتنا الخاصّة ، أليس كذلك ؟ |
Bütün kanıtlarımız reddedildi. | Open Subtitles | كل أدلتنا تم رفضها |