ويكيبيديا

    "kanıtlardan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الأدلة
        
    • الأدلّة
        
    • بالأدلة
        
    • عن الدليل
        
    Kabul edilebilir ve edilemez kanıtlardan sorumluydunuz, öyle değil mi? Open Subtitles وكُنت مسؤولاًً عن الاهتمام بــ الأدلة المقبوله و المرفوضة ؟
    Eğer katil Melvin Carville ise,... ..bu yer tüm kanıtlardan silinerek temizlenmiştir. Open Subtitles لو كان القاتل ميلفن كارفل فسيكون المكان منظفا تماما من كل الأدلة
    kanıtlardan anladığım kadarıyla insan, zeka ve aptallığı ayırt edemeyen, duygularıyla beynini yöneten, etrafındaki her şeyle savaşan bir yaratık-- kendisiyle bile. Open Subtitles من الأدلة ، تبين لي أنا حصافته توازي حماقته أحاسيسه يجب أن تحكم بعقله لا بد و أنه كان مخلوقا مولعا بالحرب ، فخاض معارك
    Gurur kötü kanıtlardan aptal tanıklardan ve idama meyilli bir yargıçtan daha fazla dava kaybettirir. Open Subtitles الكبرياء خسرت قضايا أكثر من الأدلة الباطلة و الشهود المغفلون و القضاء الظالم ، جميعاً
    Deney taşından kurtul. kanıtlardan kurtul. Ben buraya asla gelmedim. Open Subtitles تخلّص من صخرة الاختبار و دمّر الأدلّة و أنا لم أكن هنا قطّ
    Ama bulduğumuz kanıtlardan mağaraların geçmişte kuru olduğunu da biliyoruz. Open Subtitles ولكننا نعرف أيضاً بالأدلة أن الكهوف كانت جافة في الماضي.
    Bebeğim, şu iddianame söz konusuyken senaryo olayını bir süreliğine bir yana bırakıp kanıtlardan kurtulsan? Open Subtitles عزيزي مع هذه الأتهامات ألا تترك السيناريو قليلاً و تتخلص من الأدلة ؟
    Devlin Tıbbi Teknolojiler üstündeki IOA araştırması yaklaşmıştı, ve Richard kanıtlardan kurtulmak istiyordu. Open Subtitles وباشرت لجنة التحقيق غلق شركة ديفيلين للتقنيات الطبية وريتشارد أراد التخلص من كل الأدلة
    Katil dezenfekte ederek kanıtlardan kurtulduğunu sanmış. Open Subtitles إذاً القاتل حاول التخلص من الأدلة بتعقيمها ؟
    Ve kilidin şifresi yalnızca kanıtlardan sorumlu memurda bulunur. Open Subtitles بالإضافة إلى الأقراص الصلبة والعريف المسؤول عن الأدلة لديه الرقم السري للقفل
    Bu yeni bilgiler genelde adli kanıtlardan çıkar. Open Subtitles و هذه المعلومات الجديدة عادةً تأتي من الأدلة الجنائية.
    Onu kanıtlardan çıkarmaya çalışacağım ve ne olduğuna bakabileceğiz. Open Subtitles أنا أحاول الحصول عليها من الأدلة وإرى إن كنت أستطيع معرفة ماهيتها
    Bütün bu kanıtlardan ulaşılan sonuç bir dönem bu kıtanın boyu kadar uzanan dev bir okyanus olduğudur. Open Subtitles ما تضيفه كل هذه الأدلة هي الحقيقة أن كان هناك ذات يوم محيط شاسع قد إمتد طوال هذه القارة
    kanıtlardan ortaya çıkana göre saklanma yerleri Arizona, üyeleri bilinmiyor. Open Subtitles المخبأ في أريزونا أظهرت بعض الأدلة ولكن ليس لدينا اياً من الاعضاء الفعليين
    Bu paleoklimatolojik harita daha önceden basettiğim kanıtlardan çıkartılmış ve 60.000 ve 70.000 yılları arasındaki Afrikayı gösteriyor. TED هذه خريطة ترسم الطقس التاريخي للأرض وتظهر منظر أفريقيا ما بين 60000 و70000 سنة مضت وهي مبنية من الأدلة التي ذكرتها من قليل
    Meteorlarda bulunan kanıtlardan bildiğimize göre, bu yumuşak toz topakları sonunda ısınır, erir ve daha sonra soğuyarak gökkumu adı verilen katı topaklara dönüşürler. TED نحن نعلم بفضل الأدلة الموجودة في النيازك أنَّ هذه الأرانب الغبارية المحشوة تسخن، وتنصهر وتَبرد لتصبح كريات صلبة تسمى الكوندرولات.
    Sayın yargıç, jürinin saygıdeğer üyeleri, iddia makamı, mahkum Leonard Vole aleyhinde büyük bir ustalıkla, gelmiş geçmiş en rastlantısal kanıtlardan oluşan suçlamasını sundu. Open Subtitles سيدى القاضى ، أعضاء هيئة المحلفين اٍن النيابة العامة قد قدمت باٍقتدار ضد السجين ليونارد فول قضية بها الكثير من الأدلة الظرفية الساحقة
    ...Ta ki kanıtlardan tamamen tatmin olana kadar... Open Subtitles حتى يكون مقتنع تماما ... ويسلم بهذه الأدلة
    kanıtlardan biri, Nicole'ün hayati organlarını izleyen cihazlardan aldığımız parmak izleri. Open Subtitles أحد من هذه الأدلة هي بصمات سحبت " من المعدات التي راقبت العلامات الحيوية لـ " نيكول
    Tanner'in arabasında buldukları kanıtlardan bahsetmiyorlar. Open Subtitles يأبون إخبارنا عن الأدلّة التي وجدوها في سيّارة (تانر). حسناً.
    Ama jüri başkanı olarak sizlere, Lord Surrey aleyhindeki kanıtlardan çok etkilenmediğimizi söylemek zorundayım. Open Subtitles ولكن بصفتي ممثل لجنة التحكيم علي أن أخبر سيادتكم بأننا لم ننبهر بالأدلة ضد اللورد ساري
    Bilmenizi istiyorum ki, Albay, mürettebatı ortaya çıkan yeni kanıtlardan haberdar ettim. Open Subtitles انا اريدك ان تعرف, العقيد (يونيغ) أني اخبرت الطاقم عن الدليل الجديد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد