Bulunduğum gece burnum kanıyordu. | Open Subtitles | عندما تم ايجادي تلك الليلة أنفي كان ينزف |
Onu mutfakta gördüm. Her yeri kanıyordu. Ağzı cam kırıklarıyla doluydu. | Open Subtitles | رأيته في المطبخ كان ينزف ويوجد بفمه زجاج |
Evet, önceden kanıyordu, fakat Billie, sargı yaptı. | Open Subtitles | نعم, فإنه كان ينزف من قبل, لكن بيلي, ضمدته. |
Daha önce kanıyordu. O üzerine birasını döktü. Bende suni teneffüs yaptım. | Open Subtitles | لقد كانت تنزف قبل ان يشرب البيرة لقد اعطيته تنفس بالفم |
Kaçırıldığımda bacağım kanıyordu ama yaralandığımı falan hatırlamıyorum. | Open Subtitles | عندما تم أخذي ساقيي كانت تنزف لكن لا أتذكر انه كنت مجروحة .. لا شيء |
Başı hava yastığına çarptığında zaten kanıyordu. | Open Subtitles | رأسها كان ينزف بالفعل عندما اصطدم بالوساده |
Onun femuru uyluk kemiğinin içine fazlaca kanıyordu, ve... fazla kan kaybetme tehlikesi yaşıyordu. | Open Subtitles | فخذها كان ينزف بشدة، وكانت تعاني خطر فقدان الكثير من الدماء. |
İyiydi. Sadece burnu kanıyordu. | Open Subtitles | كان بخـير، كان أنفه ينزف قلـيلاً. |
Elinde bir makine vardı ve parmağım çok kötü kanıyordu ve bu makineyi parmağım üzerinde denedi ve kanama durdu. | Open Subtitles | و جرب في علاج السرطان. وكان لديه آلة - وكان اصبعي ينزف بشدة - وكان يستخدم هذا الجهاز على إصبعي... |
"Uslu ol yoksa görürsün." Üstelik kanıyordu. | Open Subtitles | أن يكون جيداً وقد كان ينزف مثلي |
Seni kaldırdığımızda burnun kanıyordu. | Open Subtitles | وعندما قمنا برفعك انفك كان ينزف |
kanıyordu ve hastaneye gitti. | Open Subtitles | و كان ينزف, ثم ذهب إلى المستشفى |
Kulağı hâlâ kanıyor mu? Caddedeyken feci şekilde... kanıyordu. | Open Subtitles | كانت أذنه تنزف كان نزيف أذنه حاداً في شارع السوق |
Evet, bacağı aynen senin kurşunlandığın yerden kanıyordu. | Open Subtitles | وكانت تنزف في نفس المكان المكان الذي اصبت فيه بقدمك |
Yüzü fena yaralanmıştı. Her yeri kanıyordu. | Open Subtitles | كان لديها اصابات وجهية حادّة وكانت تنزف من كل مكان |
Geçen de okulda bir resim çizmiş ve resimde insanların suratı kanıyordu, anladın mı? | Open Subtitles | ورسم تلك الصورة لأشخاص تنزف الدماء من وجوههم |
Elleri o kadar çok kanıyordu ki acil servise gitmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | كان عليها الذهاب لغرفة العمليات كانت أيديها تنزف بشدة |
Hem alt hem de üst kısımları kanıyordu. | Open Subtitles | هم كانوا ينزفون من مماثلين الجروح على القمة كعلى القاع. |
Koridordaydı ve kanıyordu... farkettim ki, bir kayayı beceriyormuşum. | Open Subtitles | انا في الممر وانا انزف وانا فقط ادركت انها تلك , انا اضعف واحد فيهم |
Kaşıyıp duruyordu. Onu rahatsız ediyor olmalı ve kanıyordu. | Open Subtitles | لقد استمر بحكها ومن الواضح من أنها تزعجه، وتنزف دماً |
Yere yığıldı, kanıyordu... | Open Subtitles | وكان على الأرض، وينزف ... |
Çünkü elim kanıyordu. Acile gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | لأنني كنت أنزف من يديّ إضطررتُ للذهاب للطوارئ |
ve dizlerim pantalonumun içinde kanıyordu ve soğuktan ve acıdan dolayı halüsinasyonlar görüyordum. | TED | كانت ركبتاي حينها تنزفان عبر بنطالي، وكنت أهذي من البرد والألم والملل. |